Kanuni Sultan Süleyman devrinin vezirlerinden Pertev Mehmed Paşa’nın İzmit’teki Vakfı
Kanuni Sultan Süleyman devrinin ünlü vezirlerinden olan Pertev Mehmed Paşa’nın başarılarla dolu kariyeri, İnebahtı deniz mağlubiyeti ile sonlanmıştır. Fütuha adlı hanımından Ahmed, Mahmud, Mustafa ve Mehmed adlı oğullarıyla Safiye ve Hatice adlarında kızları doğmuştur. Eşinin, idam edilen Şehzâde Mustafa’nın dul eşi olup olmadığı hususu aydınlığa kavuşturulamamıştır. Ahmed Bey kendisinden önce vefat etmişse de türbedeki mezarı belli değildir. Mahmud Bey ile Safiye’nin ve zevcesi Fütuha’nın kabirleri belli olmakla beraber, diğerlerininki malûm değildir. Mehmed Bey’in kızı Safiye’ye ait ayrı bir mezar taşından çocuk yaşta vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Mimar Sinan’a Vefa’da bir saray ve kervansaray, Eyüp’te türbe, Uzunçarşı’da han yaptıran Pertev Paşa, vefatının ardından vasiyeti üzerine İzmit’te Mahkeme (Yeni Cuma) adıyla bilinen cami, mektep, imaret, kervansaray, hamam ve çeşmeden mürekkep bir külliye bina ettirmiştir. Pertev Paşa Külliyesi, Osmanlı coğrafyasında pek çok örneği olan ve Doğu sefer ve kervan güzergâhında yapılmış bir menzil külliyesidir. Külliye binalarının Pertev Paşa’nın vasiyeti gereğince, Mimar Sinan tarafından inşa edildiği kabul edilmekle birlikte cami ve hamam dışındaki yapılar Mimar Sinan’ın “Tezkiresi”nde kayıtlı değildir. İnşaatın H. 981/M. 1573 yılı ortalarında başladığı anlaşılmaktadır. İnşaat için gerekli taş, ağaç ve kirecin İzmit, Kandıra ve Gebze-Taşköprü’den; demir malzemenin Samakov’dan, kurşun ve arabanın Kratova’dan tedarik edilmesi istenmiştir. Yine bu maksatla Üsküdar’a bağlı Darıca, Tuzla, Fingeri ve Pendik köylerindeki miri kireççilerden bazı zimmiler inşaat için kireççi olarak görevlendirilmiştir. Külliyenin batı avlu girişinde bulunan kitabeye göre inşaatın bitiş tarihi H. 987/M. 1579’dur. Pertev Paşa, kendi camisinde ve diğer camilerde görevlendirilmek üzere imam ve hatip yetiştirmek için tercihen bu cami yakınlarında bir muallimhane yaptırmıştır.
İzmit’te sahil semtine düşen düz bir sahada muazzam kubbeli ve tek minareli olarak bina edilen camisi, Kocaeli merkezinin göze çarpacak bir mevkiindedir. Paşa’nın H. 980 yılında vefat emesinden bir müddet sonra, vasiyeti üzerine caminin temelleri atılmış ve
H. 987’de inşası tamamlanmıştır. Cami avlusunun üç kapısından ikisi evvelce kapanmış ve yalnız batı cihetindeki kapı açık bırakılmıştır. Pertev Paşa, mevcut nakdini ve mülkiyet üzere mutasarrıf olduğu emlâk ve akarını bu caminin inşası ile dinî hizmetlerinin ifasına ayırmış, bir de Eyüb civarındaki türbesinin idare ve intizamına ve cami yanındaki kervansarayı ile muallimhanenin masraflarına meşrut kılmıştır. Servetinden
20.000 altını binasını tasavvur ettiği bu camiye tahsis ve mütevelli nasbettiği kethüdası Sinan Ağa’ya teslim ve paranın inşa masrafına kâfi gelmemesi halinde diğer mevkuf varidatından lüzumu kadar daha harcedilmesini tenbih etmiştir. Caminin inşası bittikten sonra imam, hatib, müezzinler, hafızlar, devirhanlar, muarrif, çerağcı ve kayyımların ücretleri tayin ve içine serilecek halılarına kadar her şeyin ayrıntılarıyla kaydedilmesini temin etmiştir.
Cami civarındaki kervansarayın kiremit yahut kârgir yapılacağını, üstünün kurşunla örtülmesini ve 12 ocaklı olmasını planlayarak buraya konuk olacak yolcuların idare ve istirahatlerine dair usûlü belirlemiştir.
Kervansaraya gelen misafirler için her gün ikindiden sonra ocak başına birer sahan pirinç, buğday aşı ve birer akçalık ekmek verilmesini, her ocağa verilecek pirincin 300 dirhem miktarında olmasını, her sofranın pirincine de 120’şer dirhem sadeyağ ayrılmasını, 12 sofraya ayrılan pirince katılacak yağın üç kıyye 240 dirhemden eksik olmamasını, her sofraya yüzer dirhem et, ikişer dirhem biber, üçer kıyye soğan, ikişer kıyye nohut verilmesini ve israf edilmemesini şart etmiştir. Kervansaraya konan konuklar için ocak başına her gün birer kantar odun verilmesini ve bunun kasımdan şubat sonuna kadar dört ay devam etmesini, yolcuların geceleri hayvanlarına iyi bakabilmeleri için halis içyağından dökülmüş mum üleştirilmesini tembih etmiştir. Kervansaray için bir aşçı, iki yamak, bir kilerci, bir vekilharç ve bir nakibden mürekkeb kadro kurulmasını isteyerek bunlara verilecek ücretlerin miktarını da tesbit etmiştir. Buna göre; aşçıya üç, iki yamağına birer, kilerci ve tahsildara iki, vekilharca bir akçe tayin edilmiştir. Vakfın varidatı arttıkça kazan, tencere gibi icab eden kap-kacak satın alınmasını ve bunların daima kalaylı tutulmasını da şartları arasında zikretmiştir.
Pertev Paşa Vakfı Muallimzâde Mevlana Ahmed bin Mustafa imzasıyla kendi sağlığında şahitler huzurunda kurulmuş, daha sonra vakfiyeye ilaveler yapılmıştır (Gurre-i Cemâziülahir 980/9 Temmuz 1572). Vakfiyenin şahitleri arasında çocuklarından Mahmud Bey ve Mustafa Bey, Mevlâna Mehmed Çelebi bin Kemal, Mevlâna Mehmed Çelebi bin Receb, Şemsüddin-i Bali el-Kâtibü’s-Sultanî, Molla Gürani Camii imamı Mesih b. Abdullah da yer alır. Vakfiyenin sonuna ilâve edilen temlikname sûretinde ise Muhammedü’l-Vezir, Piyale b. Abdurrahman el-Vezir, Ahmed b. Abdullah el-Vezir, Mahmud b. Abdülmuîn el-Vezir, Mustafa b. Abdülhayy el-Vezir, Ebussuud Efendi’nin damadı Rumeli Kazaskeri Şeyh Abdülkadir el-Müeyyedî ve Anadolu Kazaskeri Muhammed b. Turan ibni Sinan’ın imzaları bulunur.
Pertev Paşa vakfı gelirleri iki kısımdan oluşur. Birincisi gelir getiren arazi, mülk, emlak ve akarât, ikinci kısım ise birikimi olan 40.000 flori yani 2.400.000 akçedir. Nakit kısmın yarısı murabahaya verilip işletilmeye ayrılırken, diğer yarısıyla İzmit’te bir külliye yapılması vasiyet edilmişti. Vakfın tevliyeti Kethüda Sinan’a bırakılmıştır. Akarât ile arazi gelirleri ve nakit vakfı için iki ayrı tevliyet belirlenmiş ve her biri için günde 20 akçe tayin etmiştir. Sinan Kethüda tevliyetten feragat ederse, yerine önce kullarından aslah ve erşed olanın, yoksa dışarıdan aynı özelliklere sahip birinin atanması istenmiştir. Hayatta olan oğulları ve kızlarıyla eşinin geçimlerini temin için gündelik 20 akçe ayrılmıştır. Çocuklarının yaşamlarını rahat bir şekilde devam ettirmeleri için İstanbul Vefa semtinde kendisinin de oturduğu binalar, odalar ve müştemilatlarıyla, bahçe ve arsalardan oluşan emlak ve akarât ile bir ekmek fırınını onlara tahsis etmiştir. Yaşamları müddetince, nesiller boyunca buralarda yaşarken, vakıf yerlerin bakımlarını da yapmakla yükümlüdürler. Eğer, nesli kesilirse bu emlak ve akarât da diğer vakıflarına ilave edilecektir. İlerleyen tarihlerde tevliyet tevcih kayıtlarında mütevelliler için “evlâd-ı vâkıf” ifadesinin kullanılması, tevliyetin Pertev Paşa’nın çocuklarına geçmiş olduğunu düşündürür.
Pertev Paşa’nın Drama, Keşan, Malkara, Ergene, Gelibolu, İzmit, İstanbul, Edirne, Sofya ve Pravadi kazalarında bazı köy ve çiftliklerinin olduğu bilinmektedir. İzmit kazası dahilindeki arazi, tarla, ev, değirmen, dükkân, mahzen, ahır, meyve bahçeleri; Malkara nahiyesindeki köyler; İstanbul Vefa’da 36 odalı konak, 14 oda, 70 bekar odası, iki katlı 70 odalı bina, ambarlar ve mahzenden oluşan gayrimenkulleri; Gelibolu’da Karaca Halil, Balabancık ve Tatarcık köyleri vakıf akaratı arasındadır. Vakfedilen 40.000 Flori “onu on bir” yani %10 hesabı üzere işletilecektir. Vakfın harcamaları yapıldıktan sonra, kalan parayla yeni mülkler alınıp kiraya verilmesi istenmekte, fakat vakfın anaparasına dokunulmaması şart edilmektedir. Anapara zamanla eksilirse, vakfın diğer gelir kaynaklarından tamamlanacaktır. Yazım ve muhasebeden anlayan ve mümkünse kullardan birinin günlük 20 akçe ile kâtiplik yapması, vakıfların gelirlerini tahsil etmek üzere iki câbinin görevlendirilmesi, vakfın nezaretiyle sadrazamın ilgilenmesi şartlar arasında zikredilen hususlardandır.
Vakfın gelirlerinden her yılbaşında 6.000 akçe nakit ayrılarak, âlim, salih ve ibadet ehli kişiler hacca gönderilip, sevabı vâkıfa bağışlanacaktır. Vakıf gelirlerinden ayrılacak 1.000 akçe ile Medine-i Münevvere fukarası için surre gönderilmesi istenmiştir. Eyüp’teki türbesinde her sabah namazından sonra, işinin ehli 30 cüzhanın günlük ikişer akçe vazifeyle kendisine ve vâkfın evladına bir hatm-i şerif ve cüzler okuması, türbedeki işlerin idaresi maksadıyla noktacı adı verilen bir denetçi atanması şartlar arasındadır. Burada bir kapıcı, bir süpürgeci ve sekiz bekçi görevlendirilip, her birine bir buçuk akçe verilirken, okur-yazar olmaları halinde bu ücretin 1/3 oranında artırılması şarta bağlanmıştır. Türbenin zeminine döşenecek olan halı ile seccadeler, buhurdan, mum, kandil ve şamdanların masrafı için de cihetler tayin edilmiştir. Vakfın İzmit’teki arazileri, kendi mülkiyeti olan Sitare Köprüsü civarındaki Koruca Ada mezrası ile Değirmenli köyü öşürleridir. H. 1137/1724 tarihinde vakfa gelir olan öşür vergileri yıllık 6.653 akçedir. Vakfın çeşitli zamanlara ait muhasebe defterleri incelendiğinde vakıf gelirlerinin giderlerine kâfi gelmediği anlaşılmaktadır. Bunun sebebi çoğunlukla geçmiş yıllarda tahsil edilemeyen alacaklardır. 1602-1603 yılına ait muhasebeye göre vakfın toplam geliri 1.197.397 akçe olup, bunun 883.677 akçesi önceki muhasebe yılından bakiyedir. Bu muhasebe yılında tahsil edilebilen gerçek geliri 313.720 akçedir. Bunun da 217.613 akçesi İstanbul ve Malkara; 96.107 akçesi ise İzmit kasabasındaki arazi ve akarın geliridir.
Vakfın diğer gider kalemlerine bakıldığında; imama günlük yedi, hatibe altı, iki müezzine beşer, Cuma salası okuyan iki kişiye birer, dört hafız devirhanın üçüne ikişer, ser-mahfil olana üç, muarife bir, çerağa iki, iki kayyıma üçer akçe cihet tayin edildiği görülür. Camiin hasırına, aydınlatılmasına, ısıtılmasına, kandillerine vd. bütün ihtiyaçları için ne gerekiyorsa nakit vakıftan karşılanmaktadır. Yedi adet Kur’an-ı Kerim, beş cilt tefsir, altı cilt Sahih-i Buhari, bir cilt Ehadis-i Meşârık ve Müslim, birer cilt Kitab-ı Sadr-ı Şeri’a, Lügat-ı Kamusı’l-Muhit’ten oluşan kitaplık da camide kurulacak kütüphaneye bağışlanmıştır. Bir akçe vazifeyle, bu kitapların muhafaza edilmesi, ödünç işlemlerinin takibi, bakım ve onarımından sorumlu bir hafızıkütüp görevlendirilmiştir. Mektebhanede okuyan otuz öğrencinin bölgenin fukarasından yetim ve dul kadın çocuklarından olması ve bunlardan en fazla 12-13 yaşlarındakilerin kabul edilmesi şart edilmiştir. Muallimin Kur’an-ı Kerim’i düzgün okuyan, Hadis ve Fıkıh ilimlerinde mahir, hafız yetiştirebilen biri olması ve çocuklara dinini ve Kur’an-ı Kerim’i güzel bir şekilde öğretmesi karşılığında kendisine günlük beş akçe tayin edilmiştir. Muallime yardımcı olmak üzere, geçmişte yüz kızartıcı bir suç işlememiş, dinî konularda, fıkıh ve hadiste, Kur’an okumada mahir, öğrencilerle iyi ilişki kurabilecek bir halifeye günlük dört akçe cihet tahsis edilmiştir. Okulda okuyan 30 çocuk için her sene bayramlarda birer kaftan, don, gömlek, başlık, bir çift ayakkabı ve birer kuşak verilmektedir. Bu gider kalemi için kişi başına 100 akçe ayrılmıştır. Okulun ısınma ihtiyacı için her sene vakıftan bir çeki odun alınması şarta bağlanmıştır. Külliyenin inşaatına dair en önemli kayıt, hamamın inşasına dairdir. H. 10111012/M. 1602-1603 senesi muhasebe defterine göre binanın inşasına 332.315 akçe sarf edilmiştir. Ancak bu tarih inşaatın başladığı tarih olmayıp, inşaatın devam ettiği bir tarihtir. H. 1017/M. 1608 tarihli başka bir kayıttan inşaatın 13 yıldır devam ettiği anlaşılmaktadır.
KAYNAKÇA
Pertev Paşa Vakfiyesi, Bayezid Devlet Kütüphanesi, No: 5157; Abdülkadir Erdoğan, “Kanuni Süleyman Devri Vezirlerinden Pertev Paşa’nın Hayatı ve Eserleri”, Vakıflar Dergisi, S. 2, (1942), s. 233-240; A. Saim Ülgen, “Pertev Mehmed Paşa’nın Eserleri Hakkında Mimarî İzahat”, Vakıflar Dergisi, S. 2, (1942), s. 241-244; Şerafettin Turan, “Pertev Paşa”, İA, IX, s. 552-554; İdris Bostan, “Pertev Paşa”, DİA, C. XXXIV, (2007), s. 235-236; Abdülkadir, Balgalmış, Pertev Paşa’nın Hayatı ve Vakıfnamesi 980 H. / 1572 M., Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1996; İlknur, Aktuğ, İzmit Pertev Paşa Cami (Yeni Cuma Camii), Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1990, muh. yer.; Zeynep Hatice, Kurtbil, “Pertev Paşa Külliyesi”, DİA, C. XXXIV, s. 236-238; Reyhan Şahin Allahverdi, “İzmit Pertev Paşa Külliyesi Vakfı ve Külliyenin Geçirdiği Tamiratlar”, Uluslararası Orhan Gazi ve Kacaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu, (Kocaeli 2018), s. 813-826.
Vedat TURGUT