PELEKANON SAVAŞI

Madde no:1239

Orhan Bey ile Bizans İmparatoru III. Andronikos Arasında Gebze Dolayında Yapılan Savaş

Kocaeli yöresinin Osmanlı idaresi altına alınmasının ilk büyük adımını oluşturan bu savaş, Gebze dolayında Eskihisar’ın 2 km. kadar batısında düzlüğe bakan yamaçlarda gerçekleşmiştir. Pelekanon’un Maltepe veya Tavşancıl olarak tanımlanması doğru değildir. Yapılan savaşın ayrıntıları Bizans tarihlerinde hayli ayrıntılı şekilde yer alırken Osmanlı tarihlerinde kısa ve yer yer hatalı, karışık bilgilerle dolu olarak kaydedilmiştir. Savaşın sebebi III. Andronikos’un kendisiyle temas kurmayan ve Bursa’yı ele geçirdikten sonra İznik’i abluka altına alıp akınlarını İzmit, hatta onun da ötesine kadar uzatan Orhan Bey’i geriye çekilmeye zorlamak olarak belirtilir.

Savaşa III. Andronikos’un yanında büyük başkumandan (megas domestikos) unvanıyla katılan ve daha sonra naib ve müşterek imparator olan Kantakuzenos’a göre, doğu sınırlarındaki meseleleri halletme kararlığı içindeki imparator, sınır boylarındaki Türkmenlere otoritesini göstermek için 1328’de bazı teşebbüslerde bulunmuş, hatta Karesi Beyi Demirhan ile anlaşma yenilemiş olmasına rağmen Orhan Bey ile bir mutabakat zemini bulamamıştı. Bunun üzerine özellikle İznik’in kuşatmadan kurtarılması için askeri harekata karar verdi. Kocaili bölgesini içine alan Mezotinya valisi veya kumandanı Godofre’den bilgi aldıktan sonra yaz mevsimi dolayısıyla Türklerin yaylaya çıkma hazırlıkları ile meşgul olmalarından istifade etmeyi düşünerek harekete geçti. Ancak bu askeri harekâttan Orhan Bey haberdar oldu ve muhtemelen daha imparatorluk ordusu İstanbul’dan ayrılmadan önce süratle gelerek Gebze’nin batısında eski Gebze istasyonunun doğusunda denize bakan arızalı arazide yerleşerek onları beklemeye başladı. İmparatorluk birlikleri içinde 2000 kadar profesyonel asker vardı, diğerleri Trakya ve İstanbul civarından toplanmış köylülerden oluşuyordu. Ordunun mevcudu daha çok yaya askerden müteşekkil en az 5000 kişi dolayındaydı. Orhan Bey’in kuvvetleri de hemen hemen aynı sayıdaydı.

III. Andronikos, yanında Kantakuzenos, onun iki yeğeni Manuel Tarhaniyotes ile Nikeforos Kantakuzenos, kumandan Ioannes Angelikos, büyük heteriyark Eksotrohos, kumandan Manuel Tagaris olduğu halde gemilerle 1 Haziran 1329’da Üsküdar yakasına geçti. Diğer askerlerin de küçük gemilerle taşınmasının ardından karayoluyla İzmit istikametine doğru yürüdü. Onu kıyıdan küçük bir filo da takip ediyordu. Amacı Darıca’dan karşıya geçmek ve oradan da İznik’e giderek burayı kuşatmadan kurtarmaktı. İki günlük bir yürüyüşün ardından Darıca ile Tuzla arasındaki Yelkenkaya burnuna yakın Philokrini hisarına ulaştı. Oradan Eskihisar’ın 2 km. batısında Pelekanon adlı düzlüğe ulaştığında Orhan Bey’in iyi konuşlanmış birlikleriyle karşı karşıya geldi. Geceyi burada geçirdikten sonra ertesi sabah birliklerini savaş düzenine soktu. Dikkatli bir taktik izleyerek birliklerini bir arada tutup yamaçlardaki Osmanlı askerlerini üzerine çekmek istedi.

Osmanlı kuvvetleri hendeklerle kesilmiş olan tepelik alanlarda üç kol halinde yerleşmiş vaziyetteydi. Her bir kol 1000 kişiden oluşuyordu, onların arkasında Orhan Bey’in kendi askerleri duruyordu. Önde ise okçular dizilmiş durumdaydı. İhtiyat güçleri kendilerini gösteremeyecek ölçüde vadi içlerine saklanmış şekilde pozisyon almışlardı. Orhan Bey’in önden gönderdiği 300 kişilik atlı okçu bölüğü, yürüyüş nizamındaki Bizans piyadelerine yaklaşıp ok atmaya başladı. Buna karşılık Bizans atlıları ileri çıkıp onların üzerine saldırıya geçti. Orhan Bey hemen 1000 kişilik bir birliğini ileri yolladı. Bizanslılar buna Tagaris idaresindeki kuvvetlerle karşı koydu. Orhan Bey birliklerini parça parça devreye sokarak Bizans kuvvetlerinin birbiriyle irtibatını kesmeye ve düzenlerini bozmaya çalışıyordu. Yaptığı taciz hücumlarını kardeşi Pazarlı Bey idare ediyordu. Sonunda iki ordu bütün güçleriyle çarpışmaya ancak akşam vakti girebildi. Göğüs göğüse çarpışmaların akabinde Orhan Bey birliklerini geri çekti, imparator da askerleri hayli yıprandığı için karargâha dönme emrini verdi. Orhan Bey bunu görünce hemen pusuya yatırdığı dinlenmiş birliklerini onların üzerine yöneltti. Bizans birlikleri karanlık çökerken yapılan bu hücumdan dehşete kapılıp dağıldı, deniz cihetine kaçmaya başladı. İmparator da bu sırada bacağından veya kalça tarafından ok ile yaralandı. Kantakuzenos’un atı vuruldu ve o da kendisini güçlükle kurtarabildi. Halıya sarılan yaralı imparator, Philokrini hisarına getirildi, oradan gemiye bindirilerek İstanbul’a yollandı. Bizans askerleri civardaki kalelere kaçtı.

Orhan Bey’in bir Bizans imparatoruyla olan bu ilk karşılaşması ve elde ettiği zafer, onun bütün Türkmen beylikleri nezdindeki şöhretini ve imajını hayli güçlendirdi. Osman Gazi döneminden beri sürekli ana hedef olan İznik’in fethinin kapılarını açtığı gibi Kocaeli yöresinin Osmanlı hâkimiyetine tam anlamıyla girişine de zemin hazırladı. Ayrıca bu savaş Osmanlı askeri sistemindeki değişimin de habercisi oldu. Atlı birliklerle kombine şekilde ağırlıklı yaya birlikleri ve buna dayalı yeni taktikler, bundan sonraki Osmanlı meydan savaşlarındaki uygulamaların ilk örneğini teşkil etti.

KAYNAKÇA

Johannes Kantakuzenos. Geschicte, trc. G. Fatouros-T. Krischer, II (Stuttgart 1986), s. 21-35; Gregoras, Romaikes Istorias, ed. Bekker, Bonn 1829, s.433-437; F. Dirimtekin, “Pelekanon, Philokrini, Nikitiaton, Ritzion, Dakibyza”, Fatih ve İstanbul, II/7-12 (Mayıs 1954), s. 45-64; Vl. Mirmiroğlu, “Orhan Bey ile Bizans İmparatoru III. Andronikos Arasında Pelekano Muharebesi”, Belleten, XIII/50 (1949), s. 309-320; R. P. Lindner, “Bapheus and Pelekanon”, IJTS, XIII/1/2 (2007), s. 17-26; F.M. Emecen, İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, İstanbul 2012, s. 91-113.

Feridun EMECEN