Başiskele’deki Tarihî Yapı
Kullar beldesinin güneyinde Paşadağ mevkiinde Bizans dönemine ait kale kalıntıları mevcuttur. İzmit ovasına hâkim Paşadağ Tepesi’nin kuzeydoğu kesimindeki kale, güçlükle görülebilmektedir. Bu nedenle, kalıntıların tepe üzerindeki yayılımı kesin olarak saptanamaz. Duvarlar moloz taş ile yapılmış, mevcut yükseklikleri yaklaşık 2 metre kadardır. Kalıntılara bakarak, burada büyük bir kale değil, Sapanca ve İznik yollarını kontrol eden bir karakol kalesi bulunduğu tahmin edilmektedir. İzmit’in Orhan Bey tarafından fethedildiği zaman, bu kalenin fetihten önce kuşatıldığı rivayet edilmektedir. Olasılıkla bugün Paşa Kalesi olarak adlandırılan yapı Osmanlı’nın Bizans’a karşı ilk yaptığı ve kazandığı Koyunhisar (Bapheon) Savaşı’na
adını veren kale veya Anna Komnena’nın bahsettiği Sidera (Demir) adlı kaledir. Türklerin Bithynia’ya sürekli baskısını, özellikle Sakarya Irmağı’nı geçerek Nikomedia’yı tehdit etmelerini engelleyebilmek amacıyla Aleksios Komnenos tarafından oldukça fazla harcama yapılarak, İzmit – Sapanca arasında Nikomedia kalesi önüne, aşağı kısımda körfezin bitiminde tahminen 1096 yılında yaptırılan bu kaleyi yalnızca Anna Komnena, çok güçlü bir kale olduğu ve bu nedenle Sidera (Demir) adının verildiği şeklinde yazmıştır.
Anna Komnena, kalenin yapımını şu sözlerle anlatmaktadır. “Batı’daki sorunlarla ilgilenmek zorunda olan İmparator, Türklerin Bithynia içlerine dalarak her şeyi yağmalarına engel olmak üzere Sangaris (Sakarya) Irmağı ve Khele’ye (Şile) kadar olan kuzey kıyıyı içine alacak şekilde Bithynia’yı bir engelle çevirmeyi düşünür. Böylece Maryandinia üzerinden gelen sorunlu komşu İsmailoğulları’nın (Müslümanlar) Sakarya’dan beriye geçmelerini, özellikle de Nikomedia’yı sıkıştırmalarını kesin olarak önlemeyi amaçlamaktadır. Düşüncesi, bu engeli Baana (Sapanca) Gölü aşağısında daha önce insan emeği ile yapılmış bir hendeğe bağlamaktı. İmparator Aleksius, bu düşünceyi tartışırken eski imparator II.Anastasius Dikurus’un benzeri bir engel oluşturmak üzere gölün suyunu bu yapay kanala aktarma amaçlı derin bir kanal kazılmasını emretmiş olduğunu öğrendi. Ancak Aleksius, böylesi bir kanalın akıntıların birleşim noktasında çok sığ olabileceğinden korkarak, her yönü çok güçlü, güvenli ve nehirin yanı sıra duvarlarının yüksekliği ve kalınlığı sayesinde ele geçirilemez bir kale inşa edilmesini emretti.
Kale, bu nedenle ‘Demir’ adını aldı. Böylece bu ‘Demir Hisar’ kent önünde bir kent ve bir istihkamın ileri istihkamı idi. İmparatorun kendisi, kalenin yapılışını, sabahtan akşama kadar yönetiyordu; hem de, boğucu bir sıcağa rağmen; çünkü güneş, Yaz Dönencesi’ni geçmiş bulunuyordu; gündüz vaktinin kızgın sıcağına ve toza toprağa katlanıyordu. Bu sayede surlar çok sağlam ve zapt edilmez olsun diye, bol bol para savuruyordu ve her taş bloğunun çekilişinde, çekenler ister 50 ister 100 kişi olsun, hepsini cömertçe ödüllendiriyordu. Ayrıca, çalışanlar, rastgele acemiler değildi, hepsi askerdi veya asker değilse bile ordunun hizmetindeki kişilerdi; içlerinde yerliler olduğu gibi, yabancılar da vardı; hepsi, cömertçe ödenen ücretleri ve bir Kırkpınar Ağasıymış gibi işin başında duran İmparatoru görerek, bu taş çekme çalışmasında, şevke gelmekteydiler. Gerçekten, bu koskoca kaya bloklarının, çok kişinin katılacağı bir çalışmayla taşınmasını kolaylaştırmanın çaresi işte buydu. Birçok adamın üşüşerek bunca koca taşı çekmesi ve beraberinde dizmesi sonucu kale tamamlanabilmiştir.” Kaleye ait diğer bir bilgi ise; Kullar’daki Paşa Kalesi’nin, Sidera Kalesi de olabileceği şeklindedir. Kaldı ki 1896 yılında bölgeye gelen Walther von Diest de Yuvacık doğusundaki kalıntıların Sidera Kalesi’ne ait olabileceğini söylemiştir.
KAYNAKÇA
A. Komnena, Anadolu’da ve Balkan Yarımadası’nda İmparator Alexias Kommenos Dönemi’nin Tarihi Malazgirt’in Sonrası, çev. B. Umar, İstanbul: İnkılap Kitabevi, 1996; Türkiye Kültür Portalı (2021, 9 8), Kültür Portalı: https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kocaeli/kulturenvanteri/pasadag-kale kalintisi adresinden alınmıştır; F. Y. Ulugün, (2021, 09 08), Seyahatnamelerde Kocaeli ve Çevresi, İzmit.
Ceyhun KONAK