OSMAN HAMDİ BEY

Madde no:1206

Ressam, Müzeci, Arkeolog, Eğitimci, Şehremini

30 Aralık 1842’de İstanbul’da doğmuştur. Sadrazam İbrahim Edhem Paşa’nın oğullarından biri olan Osman Hamdi Bey, Beşiktaş’ta tamamladığı ilköğreniminin ardından 1856 yılında Mekteb-i Maarif-i Adliye’ye kaydolmuştur. Edhem Paşa, kendisi gibi Batı kültürü ile yetişmesini istediği oğlu Hamdi Bey’i 1857 yılında hukuk tahsili için Paris’e göndermiştir. Hamdi Bey, 1868 yılında kadar Paris’te kalarak bir taraftan hukuk eğitimine devam etmiş, diğer taraftan da Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’ndan resim dersleri almıştır. Dönemin ünlü ressamları Gerome ve Boulanger’in atölyelerinde çıraklık yapmış ve kendilerinin üslubunu benimsemiştir. 1858’de Sırbistan ve Viyana’daki müze ve resim sergilerine katılarak incelemelerde bulunmuştur. 1867 yılında II. Milletlerarası Paris Sergisi’ne Osmanlı Devleti komiseri olarak katılan ve “Çingenelerin Molası”, “Zeybeğin Ölümü” ve “Pusuda Zeybek” adlı üç eseri sergide yer alan Hamdi Bey, bu sergi vesilesiyle bir madalya da almıştır. Kendisinin arkeolojiye olan merakı da Paris’te başlamıştır. Hamdi Bey, 1869 yılında İstanbul’a çağrılmış ve Bağdat Valisi Midhat Paşa’nın teklifini kabul ederek, Bağdat Vilâyet Umûr-ı Ecnebiyye Müdürlüğü görevine başlamıştır. İki yıl sonra İstanbul’a dönen Hamdi Bey, sarayın Teşrifat-ı Hariciye Müdür Muavinliğine getirilmiştir. Bu görevi sırasında 1871-1872 yıllarında “İki Karpuz Bir Koltuğa Sığmaz” ve “Cerf Volant” (Uçurtma) adlı iki tiyatro oyunu yazmıştır. Hamdi Bey, 1873 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Viyana’da tertip edilen milletlerarası sergiye komiser tayin edilmiştir. Bu sergi vesilesiyle “Elbise-i Osmaniyye” adlı eserin Fransızca metnini yazmıştır. Sergiden sonra İstanbul’a geri dönen Hamdi Bey, 1875 yılında Hariciye Umur-u Ecnebiye Kâtipliği’ne atanmıştır. Aynı yıl Kadıköy’ün ilk Şehremini (belediye başkanı) tayin olunan Hamdi Bey, 1876 yılında Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesinin ardından bu görevlerinden azledilmiş ve Matbuat-ı Ecnebiye Müdürlüğü’ne getirilmiştir. Eylül 1876’da Bulgaristan’daki mezalimi araştırmak üzere kurulan ve Filibe’ye gönderilen komisyona üye seçilmiş ancak Rum asıllı bir üye ile yaşadığı anlaşmazlık sonucunda İstanbul’a dönmek zorunda kalmıştır.

Babası Edhem Paşa’nın 5 Şubat 1877’de Sadrazam atanmasının ardından Hamdi Bey, aynı yıl Beyoğlu Belediyesi Altıncı Daire Müdürlüğü’ne getirilmiş ve 93 harbine kadar bu görevini sürdürmüştür. Meclis-i Mebusan seçimleri nedeniyle İstanbul mebuslarını tayin edecek komisyonda görev alan Hamdi Bey, 1879’da Beyoğlu Belediyesi’ndeki görevinden istifa ederek, resme yoğunlaşmıştır. Gebze’ye bağlı Eskihisar köyünde bulunan köşkünün yanına resim atölyesi inşa ettirerek burada kendisini resme adayan Hamdi Bey, bu süreçte, Gebze ve Eskihisar’ın güzelliklerini de tuvallere aktarmıştır. Hamdi Bey, 1880 ve 1881 yıllarında İstanbul’da iki resim sergisine de katılmıştır.

1877 yılında Maarif Nezareti bünyesinde kurulan müze komisyonunun sekiz üyesinden biri olan Osman Hamdi Bey, Müze-i Hümâyun Müdürü Philipp Anton Dethier’in ölümünün ardından Sultan II. Abdülhamid’in iradesi üzerine 11 Eylül 1881 tarihinde müzenin müdürlüğüne tayin olunmuştur. Göreve geldiğinde müzenin bulunduğu Çinili Köşk, müze görünümünden oldukça uzaktı. Hamdi Bey, Çinili Köşk’te üst üste yığılmış durumdaki eserlerin kayıt, onarım ve sergi çalışmalarına başlamış ve Müze-i Hümâyûn’a yakışır bir bina yapmak için 1882 yılında çalışmalarına başlamıştır. Çinili Köşk’ün karşısında inşa edilen günümüz İstanbul Arkeoloji Müzesi binasının tasarımını Vallaury’ye yaptırmış ve müzenin ilk kısmını 1891, ikinci kısmını 1903 ve son kısmını ise 1907 tarihinde açmıştır. Yabancı arkeologların çıkardıkları eserleri yurtdışına kaçırmalarını engellemek amacıyla 1884 yılında Âsâr-ı Atîka Nizamnamesi’ni çıkarmış ve bu nizamname 1973 yılına kadar yürürlükte kalmıştır.

Hamdi Bey, 1 Ocak 1882 tarihinde, Sultan II. Abdülhamid tarafından ikinci bir görev olarak Sanâyi-i Nefîse Mektebi Müdürlüğü’ne getirilmiştir. Türkiye’nin ilk güzel sanatlar okulu olan bu mektebin müdürlüğünü 1910 yılına kadar sürdüren Hamdi Bey, bir yandan kazı ve müze işleri ile ilgilenirken diğer taraftan da 1883’te Sanâyi-i Nefîse Mekteb-i Âlisi’ni kurmuştur. Günümüz Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin temeli sayılan bu okul, akademik kadronun oluşturulmasının ardından 2 Mart 1883’te eğitime başlamıştır.

Osman Hamdi Bey, müze müdürlüğü sırasında ilk bilimsel Türk kazılarını başlatmıştır. İlk Türk arkeolog olarak, Nemrut Dağı, Yatağan ve Sayda’da (Lübnan) bizzat kazılar gerçekleştirmiş, bu kazılar sırasında pek çok antik eser müzeye kazandırılmıştır. Sayda kazısında İskender Lahiti’nin bulunması kendisine uluslararası bir şöhret kazandırmış ve 1892 yılında bu kazıyla ilgili arkeolog Salomon Reinach’la birlikte kaleme aldığı Une necropole a Sidon başlıklı eser Paris’te yayınlanmıştır. Bu eserin yanı sıra 1883’te Y. Oskan’la Le tumulus de Nemroud-Dagh ve 1889’da Les ruines d’Arslan-Tasch adlı eserleri yayınlanmıştır. Tralles, Alabanda, Sidamara antik kentleri (Aydın), Rakka, Alacahöyük, Boğazköy, Akalan, Langaza, Rodos, Sakçagözü, Gorikos, Tedmur, Mahmudiye, Taşoz ve Notion kazıları yine onun döneminde gerçekleştirilmiştir. Bu kazılarda çıkarılan eserler, Müze-i Hümâyûn’un arkeoloji temalı bir müze haline gelmesini sağlamış ve bu nedenle müzedeki askerî malzemeler Aya İrini’de bırakılmıştır. 1908 yılında Aya İrini, Esliha-i Askeriye Müzesi olarak hizmet vermeye başlamıştır.

Arkeolojik çalışmaları ve memuriyeti nedeniyle resimden de kopmamış ve bulduğu her fırsatta Eskihisar’daki köşküne gelerek resimler çizmeye de devam etmiştir. Özellikle yaz aylarını genellikle burada geçirmiştir. Hamdi Bey’in eserlerinde oryantalist üslup ve hocası Gerome’un etkileri görülmektedir. Türk sanatının güzelliklerini gözler önüne seren Hamdi Bey, Türk resminde ilk kez figürlü kompozisyon kullanan ressam olmuştur. Eserlerinde hayalindeki Türk aydın tipini ve dışa açık kadın imgesini ele alan Hamdi Bey, tarihi yapıları ve eşyaları sıklıkla eserlerinde kullanmıştır. En önemli ve tanınmış eserleri 1906’da resmettiği “Kaplumbağa Terbiyecisi” ve 1908’de resmettiği “Silah Taciri”dir. Günümüzde eserleri birer servet değerindedir. “Kuran Okuyan Kız” adlı eseri Londra’daki bir müzayedede 6,3 milyon pounda satılarak en pahalı Türk resmi unvanını kazanmıştır. Yine “Yeşil Cami Önü” adlı eseri 13 milyon 509 bin liraya satılarak Türkiye’de satılan en değerli sanat eseri olmuştur.

Osman Hamdi Bey, arkeoloji ve sanat çalışmaları dışında ziraat alanında da bazı girişimlerde bulunmuştur. 1898 yılında, Adapazarı’nda bulunan arazilerinde ilk kez Houblon (Ömürotu, Şerbetçiotu) bitkisini yetiştirmiştir. Bunun yanı sıra üzüm bağları ve zeytin bahçesine de sahip olup şarap, yağ ve tereyağı üretimi yapmıştır. 1895 yılında Taksim-Kabataş füniküler demiryolu hattı için imtiyaz başvurusunda bulunmuş ancak bu proje sonuçsuz kalmıştır.

Osman Hamdi Bey, kısa bir rahatsızlığın ardından 24 Şubat 1910 tarihinde İstanbul Kuruçeşme’deki yalısında hayatını kaybetmiştir. Ayasofya Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından cenazesi Çinili Köşk’e getirilmiş ve oradan Eskihisar’a götürülerek köşkünün arkasındaki yamacın üstüne defnedilmiş ve mezarının üstüne Selçuklu döneminden kalma bir sanduka ile şâhideler yerleştirilmiştir. Osman Hamdi Bey’in Eskihisar’daki köşkü 1987 yılında müze haline getirilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı kendisinin anısına bir web sitesi (www.osmanhamdibey.gov.tr) hazırlamıştır. Bunun yanı sıra Umut Hacıfevzioğlu tarafından yönetilen “Kaplumbağa Terbiyecisi” belgeseli, Edhem Eldem’in küratörlüğünü yaptığı “Nazlı’nın Defteri, Osman Hamdi Bey’in Çevresi” sergisi ve kitabı, Neslihan Sağır Çetin’in Osman Hamdi Bey’in eserlerini resmettiği yerlerdeki modelli canlandırma projesi “Resm-i Mekân” projesi onun anısına yapılan diğer önemli çalışmalardır.

KAYNAKÇA

“‘Yeşil Cami Önü’ rekor kırdı”, CNN Türk, 14 Mayıs 2016; Şebnem Aslan, “The Analysis of the Painting “Kaplumbağa Terbiyecisi: Tortoises Trainer” (1906-1907) of Osman Hamdi in Terms of Ottoman Leadership”, IIB International Refereed Academic Social Sciences Journal, 5/16 (2014), s. 115-137; Ozan Yiğit Demirbaş, “Eskihisar’da Bir Arkeolog ve Ressam: Osman Hamdi”, Gazete Bilkent, 10 Haziran 2014; Edhem Eldem, “Osman Hamdi Bey’in “Karanlık” Yılları (1871-1881)”, Milli SaraylarSanat, Tarih, Mimarlık Dergisi, 17 (2019), s. 53-75; Filiz Gündüz, “Osman Hamdi Bey”, İslam Ansiklopedisi, c. 33, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul, 2007, s. 468-469; http://www.osmanhamdibey.gov.tr; Hürriyet Gösteri Sanat Edebiyat Dergisi, Osman Hamdi Özel Sayısı, sayı: 119, Ekim 1990, s. 4-32; Arif Müfid Mansel, “Osman Hamdi Bey”, Anadolu, sayı. 4 (1959), s. 291-301; Nagehan Olşare, “Osman Hamdi Bey’in Hayatı”, http://www.edebiyatkultur.com/index.php/resim-heykel/49-resim-heykel/106-osman-hamdi-beyin-hayati, Erişim Tarihi: 10 Ocak 2022; Kıvanç Osma, “Doğulu Bir Ressamın, Osman Hamdi Bey’in Gözüyle Doğu”, 38. (ICANAS) Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi, 10-15.09.2007: Bildiriler: Tarih ve Medeniyetler Tarihi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayınları, Ankara, 2011, s. 2269-2276; Ali Sönmez, “Osman Hamdi Bey’in Sayda Kazısı ve Bu kazının Müze-i Hümâyûn’un Gelişimine Etkisi”, History Studies, 12/3 (2020), s. 765-788; Eylem Tataroğlu, “Osman Hamdi Bey: 19. Yüzyılın Türk Müzecisi-Devlet Adamı-RessamıSanat Eğitimcisi-Arkeoloğu”, Milli Eğitim, 48/221 (2018), s. 175-185; Ömer Talha Uğur, “İlk Türk arkeolog: Osman Hamdi Bey”, Arkitekt, 6 Ekim 2020, https://www.gzt.com/arkitekt/ilk-turk-arkeolog-osman-hamdi-bey-3561495, Erişim Tarihi: 17 Ocak 2022; Fatma Ürekli, “Farklı Yönleriyle Osman Hamdi Bey”, Uluslararası Kara Mürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu-II, Kocaeli, 2016, s. 1913-1924; İhsan Yılmaz, “Türkiye’nin konuştuğu tablo: ‘Kur’an Okuyan Kız’”, Hürriyet, 8 Eylül 2020; Mustafa Cezar, Sanatta Batıya Açılış ve Osman Hamdi, İstanbul 1971, Erol Kerim Aksoy Kültür Eğitim Spor, İstanbul, 2009; Refik Epikman, Osman Hamdi: 1842-1910, Milli Eğitim Yayınevi, İstanbul, 1967; Osman Hamdi Bey ve Dönemi, Sempozyumu, 17-18 Aralık 1992, haz. Zeynep Rona, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, İstanbul, 1993; “Kadıköy’ün ilk Şehremini, Osman Hamdi Bey”, Son Dakika, 9 Aralık 2010.

Tufan TURAN