ORHAN BEY VAKIFLARI

Madde no:1194

Osmanlı Sultanı Orhan Bey’in Kocaeli’deki Vakıfları

Orhan Gazi, babasının hâl-i hayatında fiilî olarak yönetmeye başladığı devletin başına resmen M. 1323’te geçmiştir. Osman Gazi zamanından itibaren Bizans kalelerini kuşatarak teslim olmaya zorlayan Türklerin, kaleleri sıkıştırabilmek adına taşra bölgesinde hâkimiyet kurmuş olmaları beklenir. Bursa’yı 1322, İznik’i 1331 ve İzmit’i 1337’de düşüren Orhan Gazi, Kocaeli bölgesinin şenlendirilmesi işini oğlu Süleyman Paşa ile beraber hızlıca ele almıştır. Bu bağlamda Orhan Gazi, Kocaeli sınırları içerisindeki Gebze ve Kandıra’da birer cami bina ettirmiştir. Gebze’de bina ettirdiği camii için Kartal köyünü vakfetmiştir. Köyde 34’ü evli olan 52 vergi mükellefi meskûn iken, bunlara hariçten gelen 23’ü evli olan 32 kişinin eklenmesiyle köyün nüfusu 84 kişiye yükselmiştir. Köyün hâsılı 10.611 akçe olarak tespit edilmiştir. Orhan Bey, Gebze’ye bağlı Danişmendviranı köyünü de Gebze’deki camiine vakfetmiştir. Muhiyüddin’e Kur’an-ı Âzîm’den En’am suresi okunması için sadaka olunan köyün geliri, sonraki dönemde bir ara Eyyüb el-Ensarî Evkafı’na bağlanmıştır. Bundan sonra Mevlana Kadı Fakih ve Hamza Çelebi oğlu Paşa Çelebi’nin tasarrufuna geçen köy, son tahlilde yeniden Eyyüb el-Ensarî Evkafı’na bağlanmıştır. 12 vergi mükellefinin meskûn bulunduğu köyün hâsılı 757 akçedir. Orhan Gazi’nin Kandıra merkezinde bina ettirdiği cami görevlilerine tayin edilen cihetler hakkında da tahrirlerde bilgi bulunur. Buna göre; hitâbet ve imamet için vakfedilen Nalcı köyünün yarısı ve Esir Bey’den günlük bir, müezzine Esir Bey gelirinden günde iki, ser-mahfile aynı köyden bir akçe tayin edilmiş olup, ashab-ı hayrat tarafından hatibe her gün iki Yasin suresi ve bir cüz ile her senede iki hatm indirmesi mukabilinde 1000 akçe para vakfedilmiştir.

Osmanlılara bağlı olarak denizlerde faaliyet gösteren Anadolu beyliklerinin deniz gücü bir yana bırakılacak olursa, Osmanlıların Marmara Denizi’ndeki ilk faaliyetlerinin ne zaman başladığını gösteren çok önemli vakıf kayıtlarına da tahrir defterinde bulunur. Orhan Bey’in, gemiciler için vakfettiği bazı çiftlikler bu bağlamda oldukça önemlidir. Bunlardan Şehsuvar Çiftliği’nde 26 müd buğdaydan 3640 akçenin İsa bin Halil’in tasarrufunda olduğu, Abdi Reis bin Sadık’ın ve Hamza Reis bin Ali’nin tasarrufunda olan çiftlikten de aynı meblağın hâsıl olduğu, Hasan Reis bin Yusuf’un çiftliğindeki 16 müd buğdaydan 2240 akçenin hâsıl olduğu anlaşılmaktadır. Daha önce kürekçilerin elinde olan çiftliklerin de reislerin tasarrufuna geçtiğine dair bir not düşülmüştür. İmam olanlara da bir çiftlik vakfedilmiş olup, Bekir Fakih için iki müd buğdaydan hâsıl olan 840 akçe tayin edilmiştir. Bu şekilde gemiciler için ayrılan çiftliklerden toplam 14.000 akçe hâsıl sağlandığı hesaplanmaktadır.

Orhan Gazi, Gebze’ye bağlı Akçaalan mezrasını Hacı Fakih’e vakfetmiş, Hacı Fakih’in neslinin kesilmesi üzerine Mevlana Şücaüddin’e sadaka olunan mezra, daha sonra Mevlana Resul’ün tasarrufuna geçmiştir. Söz konusu vakıf yer, Muslihüddin oğulları Ahmed ve Mehmed’e ve son tahlilde Nebi Fakih’in tasarrufuna geçmiştir. İmamet cihetine sarf olunan yerin hâsılı 760 akçe olarak mukayyeddir. Şems Şeyh köyü de Orhan Bey tarafından Şehirlü’ye vakfedilmiştir. Şehirlü evladından Şems ve Hacı İlyas’ın tasarrufuna geçen köy, Hacı İlyas oğulları Mustafa ve Mehmed ile Şems’in oğulları Halil ve İlyas’ın eline geçmiş, Mustafa’nın vefatıyla oğulları Murad ve Yunus, Mehmed’in vefatıyla da oğulları Yusuf ve İbrahim babalarının hisselerini devralmışlardır. İbrahim’in vefatıyla oğlu Halil, Halil’in vefatıyla oğulları Murad ve Nuh, Nuh’un vefatıyla oğlu Mehmed, İlyas’ın vefatıyla oğulları Mustafa, Abdullah ve Yakub, Hacı İlyas’ın oğlu İvaz’ın vefatıyla oğlu Musa vakıf yeri tasarruf etmişlerdir. Şems oğlu Hızır’ın vefatıyla hissesinin oğlu Yusuf’a geçtiği anlaşılmaktadır. Domuzlu mezrasında Dede tarlaları denilen bir çiftlik yer, Orhan Bey’den imamet ciheti için Kasım Fakih, Ahmed Fakih ve Rüstem Fakih’e vakfedilmiştir. Kasım’ın Sıraluköy’de, Ahmed ve Rüstem’in ise kıran köyünde imamlık yaptıkları belirtilmektedir. Bundan sonra mezkûr yer imametlik ciheti olarak tasarruf edilmeye devam edilmiş olup, hâsılı 300 akçedir. Orhan Bey, Akpınar mezrâsını da Hamza Fakih için vakfetmiştir. Oğlu Mevlana Hayrüddin tasarruf ettikten sonra nesli kesildiği için Ahmed Fakih’e verilen yer, daha sonra Üsküdar’daki Mehmed Paşa Medresesi’ne müderris olanlara tahsis edilmiştir. Vakıf yerin hâsılı 785 akçedir.

Orhan Bey’in Kandıra’da yaptırdığı camiden başka, bazı küçük evkaf için de pek çok vakıf kurduğu görülür. Örneğin, Nalcı köyünün yarısını Zeynüddin’e hitabet ve imamet ciheti için vakfetmiş olup, vefatından sonra oğlu Alaüddin’in tasarruf ettiği vakıf yer, daha sonra Hatib Mevlana Hacı Mahmud ve İmam Mevlana Yakub Fakih’e verilmiştir. Daha sonra iki görevi de Muhammed Fakih uhdesine almıştır. Köyde meskûn bulunan 50’si evli toplam 58 vergi mükellefinden 2673 akçe hâsıl sağlanıyordu. Depecik mezrâ’sı da Mevlana İshak Fakih’e vakfedilmiş, onun vefatından sonra oğlu Seydi Mahmud’a sadaka olunmuştur. Hatib Emrullah Halife, 450 akçelik yerin son mutasarrıfı olarak kayıtlıdır. Âşık Mezrâsı ise, Âşık ve evladına vakfedilmiştir. Âşık’ın evladından Mevlana Halil Fakih ve onun da vefatıyla kızlarına intikal eden vakıf yerin hâsılı 200 akçedir.

Yukarıda değinildiği üzere Üsküdar’a kadar olan bölgedeki kalelerin birer birer düşmesinde taşraların daha Osman Gazi zamanından itibaren Türklerin kontrolünde geçmesinin önemini gösteren çok önemli bir vakıf kaydı da Kandıra’nın Pelidpınarı mezrâsında İbrahim Şeyh oğulları Hasan ve Hüseyin için kurulan zaviye vakfıdır. “Pelidpınarı mezrası İbrahim Şeyh oğulları Hasan ve Hüseyin’e evvelden vakf-ı evlad imiş, ben dahi mukarrer kıldım diyü merhum Orhan Bey tabe serahu hükm-i şerif vermiş” ifadesi, bu tarihi gerçekliği gözler önüne serer. Yusuf, Salih ve Sadık vâkıfın neslinden olduklarını ispat etmeden vakıf yeri tasarruf ederlerken, Salih’in oğlu Hamza ile Sadık’ın oğlu Ferhad’a kalmıştır. Daha sonra evlattan Yusuf oğlu Mehmed’e intikal eden yer, Hamza oğlu Mehmed’in oğlu İbrahim ve Hamza oğlu Ahmed’in vefatıyla oğlu Pirî ve Musa tarafından tasarruf edilmiştir. Yusuf oğlu Mehmed’in vefatıyla kızı Ayşe ve Pirî’nin kardeşi Musa, 750 akçe hâsılı ile mukayyed yerin mutasarrıfları arasında zikredilirler.

Hoca Mehmed ve sonra Zekeriya Danişmend oğlu Halil’in bir çiftlik yeri, Orhan Bey’den Kayalu Mescidi’ne imam olanlara vakfedilmiştir. Hasan Fakih oğlu İbrahim ve sonra İbrahim oğlu Mehmed Fakih’e sadaka olunan yerin son mutasarrıfı Durmuş Fakih’tir. Orhan Bey, Kandıra’ya bağlı Serkeşan mezrâsını ise Abdal Fakih için vakfetmiştir. Neslinden Ömer Fakih oğulları Veli ve Mustafa’dan sonra, Veli’nin hissesi oğlu Seyfi’ye, Mustafa’nın hissesi ise Salih ve Fakih’e intikal etmiştir. Daha sonra Mustafa oğlu Fethullah ve Salih kızı Satı’ya İzmit Kadısı emriyle verilen vakıf yerin son mutasarrıfları, Fethulllah’ın kızları Şehriban ve Hanzâde ile kızkardeşi Paşa Hatun’dur. Vakıf yerde altısı vakıf evladı olan 27 vergi mükellefinin yanısıra hariçten gelen 16 vergi mükellefi daha meskûn olarak gösterilmiş olup, hâsılı 2989 akçedir.

KAYNAKÇA

TADB. TTD. EV. 579; Gökbilgin, M. Tayyib, “Orhan”, İA, IX, s. 401-408; İnalcık, Halil, “Orhan”, DİA, C. 33, s. 375-385; İnalcık, Halil, “Osman Bey”, DİA, C. 33, s. 443-462; Turgut, Vedat, “Orhan Gazi Dönemi ve Vakıfları”, Uluslararası Orhan Gazi ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu, Kocaeli 2018, s. 391-472; Turgut, Vedat, “Osman Gazi’nin Kimliği Meselesi ve Cihanşümûl Bir Devlete İsminin Verilmesinin Sebepleri Üzerine”, Akademik İncelemeler Dergisi/ The Journal of Academic İnquiries, C. 11, S. 1, (Sakarya 2016), s. 83120; Uzunçarşılı, İ. Hakkı, “Gazi Orhan Bey Vakfiyesi 724 Rebiülevvel-1324 Mart”, Belleten, C. 5, S. 19, Ankara (Temmuz 1941), Ankara 1995, s. 277-288; Uzunçarşılı, “Gazi Orhan Bey Vakfiyesi”, Osmanlı Hanedanı Üstüne İncelemeler-Seçme Makaleler 2, İstanbul 2012, s. 37-49; Yılmaz, Hakan, “Orhan Gazi’yi Sarayında Ziyaret Etmiş Bir Seyyah/Sufî: Seyyid Kasım el-Bağdadî ve Seyahatnâmesinin Kuruluş Devri Osmanlı Tarihi Açısından Önemi”, Osmanlı’da Yönetim ve Savaş, (Ed. M. Y. Ertaş-H. Kılıçarslan), OSAMER, İstanbul 2017, s. 17-39; Yılmaz, Hakan, “Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Tarihine ve Osman Gazi’nin Sakarya Fetihlerine Işık Tutan En Eski Vesika: 1301 (H. 700) Tarihli Çalıca Mülknâmesi”, HAİD, XVIII/215 (Ağustos 2011), s. 44-46; Yılmaz, Hakan, “Çağdaş Kaynak ve Belgeler Işığında Sakarya’nın Fethi ve Fethin Bilinmeyen Tarihi”, Uluslararası Sakarya Sempozyumu (Tarih-Kültür-Toplum), I, s. 76-85.

Vedat TURGUT