NÜFUS

Madde no:1179

Kocaeli Nüfusu ve Nüfus Sayımları

Prehistorik çağlardan itibaren iskâna sahne olmuş bölgelerden birisi olan Nikomedia şehri Marmara havzasının doğu kesimini oluşturan Bithynia yani Kocaeli yarımadası üzerinde yer alır. Bithynia’ya kolonizasyon döneminde ilk olarak Grekler yerleşmiştir. 7.yüzyılda Miletoslar bölgede geniş kapsamlı kolonizasyon faaliyetine başlamış bunu Megaralı ve Phokialıların yerleşmesi izlemiştir. Megaralılar tarafından MÖ 712’de tesis edilen Astakos (bugün Başiskele ilçesi sınırları içinde kalan bölge) şehrinin Trak Kralı Lisimmakhos’un saldırısı sonucunda harap olması üzerine dönemin Bithynia kralı I. Nikomed tarafından MÖ 264 yılında Nikomedia adıyla Astakos’un karşısına gelen kıyıya bir şehir kurulur. Bithynia’ya başkentlik yapmış Nikomedia Asya ve Avrupa’nın kesiştiği ve stratejik geçiş yollarını üzerinde barındıran tarih boyunca önemini korumuş antik yerleşim yerlerinde birisi olarak ortaya çıkmıştır. Bithynia bölgesinin dağlık yapısından dolayı antik dönemden itibaren denize yakın noktalarda şehirler kurulmuştur. Bu noktadan bakıldığında bölge ticaretinde limanlar önem arz etmiştir. Nikomedia’nın etrafı kesif ormanlarla kaplı olduğu için burada gemi imalatı gelişmiştir. IV. Nikomedes dönemine kadar Bithynia Krallığı koloni devleti olarak bölgedeki hâkimiyetini devam ettirmiştir. Ancak IV. Nikomedes’ in MÖ 74 yılından vefatıyla beraber vasiyeti üzerine Bithynia bölgesiyle beraber Nikomedia da Roma Devleti’ne bağlanmıştır. Bunun üzerine Pontus kralı Roma’ya savaş açmış ve senatör Pompeius, Pontus Kralı Mithridates’in bu başkaldırışını bastırmak üzere Anadolu’ya gönderilmiştir. Mithridates’i yenen Pompeius Lex Pompeia adı verilen düzenlemeleriyle Bithynia bölgesini bir bütün olarak düşünmüş ve bölgeye Bithynia-Pontus eyaletini tesis etmiştir. Pompeius’un düzenlemelerinden Nikomedia şehri de nasibini almış ve Bithynia’nın merkezi haline gelmiştir. Roma’nın iki başkentinden biri olan Nikomedia 100.000’in üzerinde nüfusuyla İmparatorluğun Roma, Antakya ve İskenderiye ile birlikte dört büyük şehrinden biridir. İmparatorlukta uzun süren barış döneminde zenginleşen Nikomedia, Romalıların İranlılar ve Gotlarla yaptığı savaşlarda türlü kötülüklerle karşılaşmıştır. I. Constantinus din değiştirmesinin ardından 326 yılında Boğaziçi’nin Rumeli sahilinde, Marmara’dan uzak olmayan bir mevkide Megaralıların eski müstemlekesi Bizans’ı devletinin yeni başkenti olarak kurmaya başlaması, Roma İmparatorluğu’nun uzun yıllar başkentliğini yapmış Nikomedya’nın tarihinde bir daha erişemeyeceği görkemini yitirmesine sebep olmuştur.

Tabiatın cömert davrandığı ve şehir kurulması için bütün imkanlarını sunduğu Nikomedia aynı zamanda tabiatın en tahripkar olayı deprem için de en elverişli mekanlardan biri olmuştur. Tarih boyunca Kocaeli’nin nüfusunu şehrin maruz kaldığı depremler belirlemiştir. Nikomedia, III. ve IV. zaman jeolojik yapı üzerinde yer aldığı için kurulduğu günden itibaren sık sık depremlere maruz kalmıştır. Yerleşim alanının güneyinden aktif olan Kuzey Anadolu Fay Hattı geçer. Bu fay belli dönemlerde kenti yerle bir edecek şiddette depremler üretmiştir. Bu depremler kentin gelişimini olumsuz yönde etkilemiştir. Ancak tarihi boyunca şiddetli depremlerle yıkılan kent, her defasında yeniden kurulmuştur Antik dönem boyunca MS 19’da altı şiddeti ile başlayan ve MS 557’de 9 şiddetinde depremle devam eden yirmiye yakın deprem şehri adeta yerle bir etmiştir. MS 358’de 9 ve 362’de 8 şiddetinde meydana gelen depremler şehirde büyük tahribata sebep olmuştur. Büyük depremlere rağmen şehrin her defasında yeniden kurulması Nikomedia’nın jeopolitik öneminden kaynaklanır. Kentin kurulduğu coğrafya her dönemde insanların dikkatini çekmiştir. İmparator Justinianus dönemindedepremlerle harabeye dönen Nikomedia’da büyük bir imar faaliyeti başlamıştır. Bataklık haline gelen İzmit Ovası doldurulmuş, depremlerden ve bakımsızlıktan kullanılmayacak hale gelen Antoninus hamamları restore edilmiştir. Bu çalışmaların yanında Justinianus bir hamam ve Arkhangele Azizlere adanmış bir kilise yaptırmıştır. Uzun yılların ardından küllerinden silkelenmeye başlayan Nikomedya’nın peşini talihsizlikler bırakmayacak 554 yılındaki İstanbul depremi ve 557 yılında ki Nikomedya depremi ve 558 yılında çıkan veba salgını bu şehri iyice çökertecektir. Nikomedia’yı çok seven İmparatoriçe Thedora bu olanlara üzülüp mateme girince Justinianus şehrin tekrar imar edilmesini emretmiştir

Antik dönemde deniz ve kara ulaşımı, tersane, gemi yapımı için orman arazisi, verimli tarım toprakları gibi stratejik özellikleri ile dikkat çeken İzmit şehri aynı özellikleri ile Osmanlı döneminde de önemli bir şehir olma vasfını sürdürdü. Kocaeli sancağı oluşturulurken şehrin taşıdığı bu nitelikler dikkate alındı. Osmanlı yönetimi sancak teşkilatını oluştururken konuya hammadde, tarım, ticaret gibi halkı ilgilendiren ana meseleleri dikkate almış, birbirine bağımlı yol ağı olan yerleri aynı sancağın sınırları içine katmıştır. Körfezin güneyinde Hersek ve onun kuzeyindeki Gebze’nin sancağın yönetimi altında bulunması doğuda Ada (Adapazarı), Sapanca, Akyazı güneyde Geyve-Taraklı-Göynük yönlerini kapsayacak şekilde Kocaeli’ne dâhil edilmesi yol ağıyla ilişkilidir. Kocaeli yöresinin yol ağı hem karada menziller olarak hem de deniz kıyısında iskelelerde bulunmaktaydı.

İzmit’in Osmanlılar tarafından yapıldığı bilinen en eski tahriri 1523 yılına aittir. On beşi Müslümanlara, biri gayrimüslimlere ait olmak üzere on altı mahalleden oluşan şehirde mahalleler diğer örneklerinde olduğu gibi şahıs, cami, mescit ve yer adlarıyla anılmaktadır. Şehrin toplam nüfusu 2000 civarındadır. İzmit kazasının toplam nüfusu 7.394 kişidir.

16.yüzyıl sonu ve 17. yüzyıl boyunca Osmanlı kent nüfusunu etkileyen Celali isyanlarının diğer Osmanlı şehirlerine paralel olarak İzmit şehrini de etkilediği anlaşılmaktadır. 1644-1650 tarihli Avarız defterine göre mahalle sayısının 19’a çıktığı ve nüfusun 3500 ile 4000 arasında olduğu anlaşılmaktadır. Şehir nüfusunda yaşanan artışta şüphesiz kırsal kesimde Celali isyanlarının baskısının etkisi aranmalıdır. Nitekim Suhte isyanlarının yoğun olarak yaşandığı yerlerden birisi İzmit’tir. Mühimme defterlerinde İzmit ve çevresinde isyancıların halka uyguladığı şiddete dikkat çekilmektedir. Can güvenliği olmayan ahali şehir merkezine göçü bir çözüm olarak görmüş ve şehre göçmüştür. Doğu ve Orta Anadolu’dan batıya doğru İstanbul, Bursa gibi şehir civarına gelip yerleşmişlerdir. Kocaeli bölgesine gelenler ise Taşköprü bölgesinde yeni köyler kurmuşlardır. 16.yüzyılın ilk çeyreği ve 17.yüzyılda yapılan tahrirlerdeki nüfus artışında kırsalda yaşanan huzursuzluğun payı aranmalıdır. Osmanlı kentlerinde mahalleyi oluşturan temel unsurlar konutlardır. Doğal olarak kentte mahalle sayısındaki artış, paralelinde konutların da çoğalması demektir. 1548’de İzmit’ten geçen Pierre Belon’a göre, bir bıçağın sırtına yerleşmiş gibi görünen kentte, 300 ev bulunmaktadır.

1592’de görülen veba salgını İzmit’i de etkiledi ve şehirde uzun süre ticarî hayat durma noktasına geldi. Evliya Çelebi, şehri gördüğünde surları kısmen ayaktadır ve deniz kenarındaki bölümünde dört köşeli kapılı büyük bir kulesi olduğunu, içinin gemi malzemeleri ve kereste ile dolu bulunduğunu anlatmaktadır. Büyük bir limanı olan İzmit’in sancak beyi, yeniçeri serdarı, sipahi kethüdâsı, müftü, nakîbüleşraf gibi idarecileri yanında âyan ve eşrafının çokluğuna temas etmektedir. Tüccarları daha çok kereste ticaretiyle uğraşmaktadır. Çarşısında 1100 dükkân, 200 kereste mahzeni ve kırk kahvehane bulunan şehirde bedesten yoktur. On dokuzu Müslüman, üçü Hıristiyan ve biri Yahudilere ait olmak üzere yirmi üç mahallesi bulunan İzmit’te 3500 bahçeli, kiremitli ev yer almaktadır. 1697 yapılan bir Avârız tahririnde İzmit’te yirmi mahalle ve 720 hâne kaydedilmiştir ki buna göre nüfus yaklaşık 3600’e ulaşmıştır. Bu tarihte Karabaş adlı yeni bir mahalle tespit edilmektedir. Şehrin nüfusu içinde 148’i Hıristiyanlara, yirmisi Yahudilere ait olmak üzere 168 gayrimüslim hânesi, yani 840 dolayında kişi bulunmaktadır. Hıristiyanlar Rûmiyan Mahallesi’nde ve az sayıda Çeşme, Depecik ve Şeyhler mahallelerinde oturmaktadır.

İzmit Müslüman ahali yanında gayrimüslim nüfusun yaşadığı kozmopolit Osmanlı şehirlerinden biridir. İzmit’in fethinden sonra yerli ahalinin büyük bir kısmı şehri terk etmiş ise de gitmeyenler Müslümanlar ile birlikte ortak bir şehir yaşam pratiği geliştirmişlerdir. Yerli Rumların yanı sıra İran’dan göç edip İzmit’e yerleşen Ermeniler ve az sayıda da olsa İspanya’dan gelen Yahudiler yaşamaktaydı. Müslümanlar şehrin yamaçlarında yaşarken gayrimüslimlerin sahil kesiminde yaşadıkları kayıtlardan anlaşılmaktadır. 17.yüzyıl seyyahlarından Evliya Çelebi’ye göre kent, 3 Hıristiyan, 1 Musevi olmak üzere toplam 23 mahalleden oluşmaktadır. 1756 yılında Thevenot, 1677 yılında Guilaume Grelot ve 1678 yılında Corneille Le Bruyn kentin nüfusunu 30.000 olarak kaydederler; 1745’te İzmit’e gelen Peyssonel kentte yaklaşık 15.000’den belki biraz daha fazla olabilecek Türk nüfusunun yanı sıra 500 Ermeni, 70 Rum ve 50 Yahudi evinin bulunduğunu söylemektedir. Geçen zaman içinde İzmit konumu ve özelliklerinden pek bir şey kaybetmemiş, nüfusu zaman içinde bölgeye yapılan göçlerle artmasına karşın yeşilliği ve zirai ürünleriyle İstanbul’un iaşesindeki önemini kaybetmemiştir. Kereste ve gemi yapımı konusundaki stratejik önemini koruduğu da anlaşılmaktadır.

Osmanlı devletinin ilk nüfus sayımında 18301831’de eldeki çeşitli defterlerin verilerinden hareketle Kocaeli’de 12.770 erkek nüfus yaşamaktadır. Ancak 1830-1845 arasında İzmit kazasının toplam erkek nüfusunun bütün değişiklik ve hatalı yazım farklarına rağmen, 11 bin ile 12 bin arasındadır. Erkek nüfustan hareketle, kazanın kadın-erkek toplam nüfusunun 22 bin civarında ve hatta üzerinde olduğu tahmini de yapılabilir. İzmit kazası gayrimüslim tebaanın yoğun olduğu bir yerdir. Hane bazında Müslümanlar ile gayrimüslimler birbirine yakın görünseler de nüfus olarak bakıldığında gayrimüslimlerin sayıca daha fazla oldukları görülmektedir.16 kazanın gayrimüslim cemaatleri arasında Ermeniler baskın biçimde en kalabalık grubu oluşturmaktadır. İzmit kazasının şehir merkezinde Müslümanların ikamet ettiği 20 mahalle bulunmaktadır. Bu mahallelerin bir kısmı halen aynı isimle varlıklarını devam ettirmektedirler. Müslüman mahalleler arasında nüfusun sayıca yüksekliği bakımından, sıraları değişmekle birlikte Ömerağa, Çukurbağ, Karabaş mahalleleri ilk üç sırada yer alır. Az nüfuslu mahalleler ise Debbağhane, Tulkuk ve Sadık mahalleleridir. Aradaki diğer mahallelerin nüfus fazlalığı bakımından yıllar içinde sıralarında büyük bir değişme bulunmamaktadır. Buradan hareketle İzmit kazası şehir merkezinde, 10 yıllık süre içerisinde, mahalleleri değiştirebilecek kadar büyük nüfus hareketlerinin olmadığı söylenebilir. Müslüman mahallelerinde ortalama olarak 6869 hane; 123-136 nüfus bulunmaktadır. 19. yüzyılın ortasına doğru İzmit kazasının 20 bin kişinin üzerinde bir nüfusu vardır. Kazada Müslümanlardan biraz fazla gayrimüslim yaşamaktadır. Şehirde Müslümanlar kır yerleşimlerinde ise gayrimüslimler ağırlıktadır. Gayrimüslimler arasında Ermeniler sayıca Rum ve Yahudilerden çok öndedir. Özellikle dini nitelikli Ermeni yerleşimleri çok kalabalık olup bir süre sonra nahiye statüsü kazanmışlardır. Ayrıca yüzyılın ortasına doğru Osmanlı topraklarında başlayan Protestanlaşma hareketi yüzyılın ikinci yarısındaki nüfus yoklamalarına da yansımıştır. Müslümanların ikamet ettiği kır yerleşimleri ise kimisi tek haneden oluşan seyrek nüfuslu yerleşimlerdir. İstanbul’a yakınlığı ve önemli bir merkez olması hasebiyle İzmit kazası yoğun, kozmopolit ve hareketli bir nüfusa sahip olmuştur.

19. yüzyılda İzmit nüfusunun diğer yüzyıllar dikkate alındığında önemli bir artış gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu artışta gerek Kafkasya ve Balkanlardan göçe zorlanan Müslüman ahalinin İzmit’e yerleştirilmesi gerekse gayrimüslim ahalinin İzmit’e yerleşmesinin önemli bir etkisi bulunmaktadır. O kadar ki İzmit merkez kazanın 1697 Avarız kayıtlarına göre toplam nüfusun yaklaşık yüzde 24’ü gayrimüslimken iki asır sonra 1893 yılında bu oran yüzde 52’ye yükselmiştir. Batı Anadolu’da İzmir, Muğla gibi yerlerde yaşanan nüfus değişikliği yani Rum ve Ermenilerin ama özellikle Rum nüfusun artışına benzer bir artış İzmit’te de yaşandı. Rum armatörlerin kaçak hububat ticaretini artırmak için Ege adalarından Batı Anadolu’ya Rum ahaliyi taşıdıkları ve söz konusu bölgelerde gayrimüslim nüfusun arttığı bilinmektedir. İzmit’te de benzer bir gelişme yaşanmış iki asır boyunca nüfusu 3’te 1 geçmeyen gayrimüslim nüfus 19. yüzyılda toplam nüfusun yarısından fazlasını oluştur hale gelmiştir. Elbette bu artışın arkasında 1838 ticaret anlaşması sonrası Osmanlı ülkesinin kapitalist ekonomiye açılması ve 1839 Tanzimat ve 1856 Islahat fermanları ile gayrimüslimlere yönelik açılımlar İzmit nüfusunun Müslümanlar aleyhine bir şekilde değişmesinde etkili olmuştur. Gayrimüslim göç yanında Müslümanların göçü nüfusun Müslümanlar lehine değişiminde etkili olamamıştır. Nitekim Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmaya başlaması, özellikle de 1806-1812 ve 18211829 Türk-Rus savaşları sonucunda Balkanlar’da yaşayan Türklerin çoğu güneye doğru göçe başlamışlardır. 1812 Bükreş Antlaşması sonrası ortaya bağımsız Sırbistan çıkarken, sayılarının iki yüz bini bulduğu tahmin edilen göçmenler, başta İstanbul olmak üzere Rumeli ve Anadolu’ya göçmüştür. Ayrıca 1829 yılında Edirne Antlaşması ile Mora Yarımadası’nda bağımsız bir Yunan Devleti’nin kurulması ve zamanla Karadağ, Eflak, Boğdan’ın tam bağımsızlıklarını kazanarak Romanya’yı oluşturmaları sonucu bu bölgede yaşayan Türkler de 1830’dan itibaren Anadolu’ya göç etmek durumunda kalmışlardır. İzmit çevresine çeşitli tarihlerde Kafkaslar, Rumeli ve Balkanlar’dan gelen göçmenler 19. yüzyılın sonlarında İzmit sancağında 12.171 kişiye ulaşmıştır. Sonuç itibariyle 1893 verilerine göre İzmit kaza nüfusu 19.248 Müslüman, 20.436 gayrimüslim (RumErmeni ve Yahudi) oranladığımızda yüzde 48.50 Müslüman yüzde 51.50 gayrimüslim şeklindedir. Fransız ticaret yıllıklarına göre gayrimüslümlerin demografik olarak nüfusları artmakla kalmamış şehirdeki ticari üstünlükleri de artmıştır. Tutulan 1893-1894 yıllığına göre İzmit şehrinde 212 işletme bulunmaktadır. Bu işletmelerden 130’unun Ermeni, 25’inin Türk/Müslüman, 50’sinin Rum ve 10 kadarının da Yahudi olduğu anlaşılmaktadır. 18811893 döneminde 39.528 olan İzmit kazasının nüfusu, 1906-1907 döneminde artarak 64.927’ye ulaşmıştır. Osmanlı devletine ait son nüfus sayımı 1914 yılında yapılmıştır. Bu dönemde İzmit sancağı içerisinde İznik ve Yalova kazaları da yer almaktadır. Buna rağmen nüfus artmamış, yaşanan savaşlardan dolayı azalmıştır. Cumhuriyet döneminde Kocaeli nüfusu, sanayileşme, mübadele ve iç göçler ile artış göstermiştir. İzmit, 1924 yılında 13 mahalle ile 14.637 nüfusa sahiptir. 1935 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre kentin nüfusu 18.693 olarak tespit edilmiştir. 1936 yılında açılan kağıt fabrikası (SEKA) kırdan kente göçü artırmıştır. Sanayileşen Kayseri Nazilli gibi şehirler gibi İzmit’in nüfusu da hızla artmaya başladı. 1940 nüfus sayımında ülke genelinde nüfus artış oranı %10,2 iken, İzmit’te %12, 1945 sayımındaysa Türkiye geneli %5,4 iken, İzmit’te % 10,7’dir. Sanayi planı kapsamında fabrika inşa edilen şehirlerin neredeyse tamamı bu durum söz konusuydu ve 1927-1945 dönem aralığında nüfus Kayseri’de %58, İzmit’te %86 ve Nazilli’de %100 artmıştı. Türkiye’de 1950’li yıllarda sanayileşmeye başlayan kentlerde ve özellikle büyükşehirlerde nüfus yığılması sorunu yaşanmış, 1945 yılına kadar Kocaeli nüfus artışı da Türkiye ortalamasının üzerinde seyretmiştir. 1945 yılında II. Dünya savaşı nedeniyle yetişkin erkek nüfusun silah altına alınması, kırsal alana göç gibi etkenler yüzünden nüfus artış hızı %8.5 olarak gerçekleşmiştir. 1960-2000 yılları arasında Kocaeli nüfusu sürekli artmış, 1990’a kadar nüfus artış hızı %30’un üzerinde seyretmiştir. 1950’de 97.757 olan nüfus 30.9 artış hızında iken 1975 yılında nüfus 267.811 ulaşırken nüfus artış hızı 52.1 olmuştur. 1985 yılında 385.377 ve artış hızı 38.1 iken 17 Ağustos 1999 depreminde meydana gelen vefatlar ve başka bölgelere yapılan göçler neticesinde nüfus artış hızı düşmüş ancak sonraki yıllarda tekrar nüfus artmıştır. Depremden sonra 2000 yılında nüfus 373.034 kişi ve artış hızı -1.1 olmuştur. 2010 yılında İzmit nüfusu 315 734 Kocaeli nüfusu 1 560 138 kişidir. 2015 yılında İzmit 398.679, Kocaeli 1.780.055 olurken nüfus artış oranı 8.7 yükselmiştir. TUİK 2020 verilerine göre İzmit 365.893 Kocaeli nüfusu 1.997.258 kişidir.

Kurulduğu dönemden beri İzmit’in şehir nüfusu siyasi olaylar, doğal afetler, sanayileşme, idari sınırların değişikliği gibi pek çok faktörden dolayı inişli çıkışlı bir seyir izlemiştir. Osmanlı döneminde de göçler, isyanlar, depremler gibi faktörlerden dolayı inişli çıkışlı bir nüfus hareketliliği yaşanmıştır. Cumhuriyet döneminde SEKA’nın açılması sonrasında sanayi şehrine dönüşen İzmit nüfusu, Türkiye ortalamasının üzerinde bir nüfus artış hızı ile nüfusunu sürekli çoğaltmıştır. 1950’de şehirde yaşanan sanayileşme İzmit’i cazip bir yer haline getirirken nüfusun da artmasında etkin bir faktör olmuştur.

KAYNAKÇA

F. Yavuz Ulugün, “İzmit Antik Yerleşmeleri”, I. Uluslar arası Kocaeli ve çevresi Kültür Sempozyumu Bildirileri, Editör Işıl Altun, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Kocaeli 2006,s.1223;Muzaffer Demir, “Antikçağda Kocaeli ve Çevresi, (MÖ 700-400)”, Uluslar arası Orhan Gazi Kocaeli Tarihi Kültürü Sempozyumu V, Editör Haluk Selvi;İbrahim Şirin, Bilal Çelik,Kocaeli 2019.s.113.;Hülya Boyana, Nikomedia Kenti ve Men Kültü, ”, Uluslar arası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildiriler, Editör Haluk Selvi, Bilal Çelik, Kocaeli 2015,s. 63.; Murat Keçiş, Geç Antikçağ’da Hristiyanlık Tarihinin Önemli Bir Şehri: Nikomedia (İzmit)” Milli Mücadelede Servetiye Cephesi ve Kocaeli Tarihi Kültürü Sempozyumu Bildirileri VI, Editör, Haluk Selvi, İbrahim Şirin, Bilal Çelik, Resul Narin, Kocaeli 2020, s.83-88; Murat Öztürk, Bir Roma İmparatorluğu Başkenti Nicomedia,Uluslar arası Gazi Süleyman Paşa Kocaeli Tarihi Sempozyumu, Editör Haluk Selvi, Bilal Çelik, İbrahim Şirin, Kocaeli 2017, 336.; Kamil Doğancı, “Antik Kaynaklar Işığında Eskiçağda Nicomedia (İzmit) Civarını etkileyen Depremler”, Uluslar arası Karamürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu II, Editör,Haluk Selvi, Bilal Çelik, Ali Yeşildal, Kocaeli 2016,s120-121;Evliya Çelebi, age,CII.s.42.F. Yavuz Ulugün, Seyahatnamelerde Kocaeli ve Çevresi, İzmit Rotary Kulübü Yayınları, Kocaeli 2008,s.49-51.; İdris Bostan, “İzmit”, TDV İA.C. 23, s. 541-542.; BOA.D:MKF,NO 27466.BOA:MD NO 46 sıra no 251, BOA:MD NO 46 sıra no 81,BOA:MD NO 30 sıra no 118, BOA:MD NO 5 Sıra No 569.) Ferhat Berber, 19.Yüzyılın İlk Yarısına Ait, Nüfus Defterleri ve İzmit Kazası’nın Nüfusu, Çoban Mustafa Paşa Ve Kocaeli Tarihi Kültürü Sempozyumu, Editör, Haluk Selvi, İbrahim Şirin, Bilal Çelik, Kocaeli 2018,s.469-481.Ahmet Nezih Galitekin,Kocaeli Körfez İlçesi Tarih ve Kültür Mirası Eserler, Körfez Belediyesi Kültür Yayınları, Kocaeli 2008, C 1, s142. Ahmet Nezih Galitekin, XIX Yüzyılın Yarısında Yapılan Nufüs Sayımlarında Kocaeli Körfez İlçesi (Hereke ve Taşköprü), Körfez Belediyesi Kültür Yayınları, İstanbul 2013; Osmanlı Belgelerinde Kocaeli, Editör Şennur Kaya, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli 2017, s.669; Oğuz Polatel, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında Kocaeli Sancağına Göçler ve Göçmenlerin İskânı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitusü Doktora Tezi, Ankara 2016; Ali Ata Yiğit, “19. Yüzyılda İzmit ve Çevresinde Gayrimüslim Yoğunlaşması ve Sonuçları”, Gazi Süleyman Paşa Kocaeli Tarihi Sempozyumu, Editör Haluk Selvi, Bilal Çelik, İbrahim Şirin, Kocaeli 2017,s.1631, Serdar Sarısır, Demografik Oyun Sürgün, IQ Yayınları, İstanbul 2006.; Serkan Yazıcı, “Şark Ticaret Yıllıklarına Göre Üç Devirde İzmit Şehrinde Ticaret”, Gazi Süleyman Paşa Kocaeli Tarihi Sempozyumu, Editör Haluk Selvi, Bilal Çelik, İbrahim Şirin, Kocaeli 2017, Selin Yıldız, Mehmet Fatih Döker, “İzmit Şehrinin Nüfus Gelişimi”, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Coğrafya Dergisi, S. 39, 2016, s.34-47.

İbrahim ŞİRİN