NEBİ HOCA TÜRBESİ

Madde no:1151

Halk Kültürü ve İnanışı, Kutsal Mekân

Osmanlı döneminde Üsküdar kazası sınırlarındaki köyler arasında Nebi Hoca köyünden söz edilmekteydi fakat Üsküdar Kadı Sicilleri’nde geçen “Mezkûr [u] mevsûf abd-ı âbıkın sâhibi kazâ-i İznikmid’den karye-i Nebi Hoca’dan Yunus b. Muhyiddin Fakih imiş teslîm olundu. Tahrîren fî Receb sene 930” kaydından 1524 senesinde köyün adının Nebi Hoca köyü olduğu kesinleşmekte ve Nebi Hoca’nın bu tarihten önce bu muhitte yaşam sürdüğü, köye adını veren bir manevi şahsiyet olduğu anlaşılmaktadır.

Nebi Hoca Mahallesi hakkında 1915 tarihinde bilgi veren kaynak, Gökçeler ve Kalemcioğlu yakınındaki mahallenin bir Manav yerleşimi olduğunu ve üstünde veya kenarında 4. ve 7. asırlar arasından kaldığı tahmin edilen bir çiftlik veya köy olduğunu belirtir. Rivâyete göre türbesi bulunan Nebi ya da Benli Hoca, Osmanlı geldiğinde Rum imiş. Orada bulunan türbedar, çocuk dileyen yeni evli bir kadına yumurtayı kabrin yanına bırakıp uyuması için yorgan verirmiş, uyandığında yumurtada kan görülürse kurban kesilmesi gerektiğine, yazı görülürse muska yazılması gerektiğine inanılırmış.

Tam olarak ne zaman yapıldığı kesinleşmeyen türbeyi içine alan ahşap yapı uzun süre harap halde kalmış, 1996 yılında yapılan çalışma ile bugünkü halini almıştır. İnşa sırasında kabirlerin yeri değiştirilmemiş, ahşap sanduka içine alınmışlardır. Girişte sağdaki sandukada hocanın hizmetçisinin, soldakilerde hocanın çocukları ve eşinin, iç odadaki sandukada da Nebi Hoca’nın bulunduğu aktarılmaktadır.

İzmit merkeze 20 km mesafede bir yerleşim yeri olan Nebi Hoca, erken dönem Osmanlı’nın İstanbul güzergâhında kalmaktadır. Ana yol üzerinde kalan mezarlıktaki az sayıda kitabeden bölgenin kuruluş dönemi yerleşimi olduğu anlaşılmaktadır. Nebi Hoca Mahallesi, çevresindeki köylere göre cami, mezarlık yapısı, tarihi çeşmesi ile imaretli bir kültür havzası niteliği taşıyordu. Bugünkü caminin yerinde bu ilim ve irfan merkezinin esas yapısı olan çok amaçlı cami bulunuyordu.

Nebi Hoca ile ilgili çeşitli anlatılar rivayet edilmektedir. Hoca’nın kerametini işaret eden yaygın anlatı şöyledir: Hoca hacca gider. Eşi ve çocukları hocanın yokluğunda rivayetlere göre bulgur pilavı ya da un helvası yerken hocanın hanımı, “Hoca bu yemeği çok severdi, keşke o da olsaydı!” der. Hizmetçi de “Yenge bir tabağa koy da götüreyim.” deyince hocanın eşi “Nasıl götüreceksin, tabağı bir tarafa atıp gelecek misin!” der. Hizmetçi “Yenge, sen hazırla ben götürürüm.” diye ısrar edince hocanın hanımı hizmetçiyi kıramaz, bir tabak hazırlar ve ona verir. Hizmetçi yemeği alır, yola koyulur. Hoca o sırada Kâbe’de namaz kılmaktadır. Hoca, selam verip namazını bitirince hizmetçi de ona selam verir ve olan biteni anlatır. Hizmetçi köye döner, Hoca da bir zaman sonra hacdan gelir. Hocanın hanımı hocanın hacdan gelen eşyaları arasında tabağı görünce Hoca’ya “Hoca, bu tabak oraya nasıl gitti!” diye sorar. Hoca, Kabe’de olanları hanımına anlatır ve hizmetçinin Allah dostu olduğunu söyler. “Beni ziyarete gelenler önce hizmetçimi sonra beni ziyaret etsinler,” diye vasiyet eder. Bir başka anlatıya göre bu kişi Nebi Hoca’nın hizmetkârı bir gayrimüslimdir, ancak nasıl olduğu bilinmese de onun da Allah’ın lütfuna erdiğine inanılmaktadır. Bu kişi ormana gidermiş, hep kuru ağaçları toplar getirirmiş. Nebi Hoca’nın hanımı “Hocam niye bu hiç yaş getirmiyor, hep kurularını getiriyor?” diye sorunca Hoca Efendi de bir gün hizmetkârı gizlice takip etmiş ve o, ormana gidince ağaçların ona secde ettiğini görmüş. Adamın keramet sahibi olduğunu anlamış. Eve dönünce hanımına “Hanım bu ne getirirse sen onu yak, asla ona kötü bir söz söyleme.” demiş. (K1)

KAYNAKÇA

İstanbul Kadı Sicilleri Üsküdar Mahkemesi 5 numaralı Sicil (H. 930-936 / M. 1524-1530) / haz. Yasemin Dağdaş, Zeynep Berktaş; kontrol eden Mustafa Oğuz; proje yönetmeni M. Akif Aydın; ed.Coşkun Yılmaz. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2010, s.209; İstanbul Kadı Sicilleri Üsküdar Mahkemesi 51 numaralı Sicil (H. 987-988 / M. 1579-1580). Haz. Rıfat Günalan; Arapça metin Mehmet Canatar, Mehmet Akman; kontrol eden Feridun Emecen; proje yönetmeni M. Akif Aydın; ed. Coşkun Yılmaz. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2010; Sevan Nişanyan, Türkiye Yer Adları Sözlüğü, https://nisanyanmap.com/, [17.06.2021]; Seydi Ali Reis, Mir’âtü’l-Memâlik: Ülkelerin Aynası, Haz. Necdet Akyıldız, İstanbul Tercüman gazetesi [t.y.], s.125; bi-hoca-turbesi/, [17.06.2021]; Kaynak Kişi: K1. Ziyneti Tekelci, 1960, Nebi Hoca Köyü.

Meriç HARMANCI