Osmanlı Döneminden Günümüze Kocaeli’ne Gelen Mülteciler
Bir kişinin veya bir insan topluluğunun uluslararası bir sınırı geçerek veya bir ülke içerisinde yer değiştirmesine göç denir. Göçün, süresi, nedeni her ne olursa olursan insanların yer değiştirdiği bireysel yahut kitlesel nüfus hareketleridir. Genellikle zorunlu sebeplerle yerinden edilmiş kişilerin, mültecilerin yahut ekonomik göçmenlerin ve hatta aile birleşimi gibi amaçlardan kaynaklanan sebeplerin tümünün ortaya çıkardığı hareketlilik de göç kavramına dahildir. Göçler farklı disiplinler tarafından (ekonomi, demografi, sosyoloji, sosyal antropoloji, tarih, coğrafya vb.) ele alınmaktadır. Göçün sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi doğası gereği; antropologlar, sosyologlar, şehir plancıları, idareciler ve benzeri çeşitli profesyoneller tarafından incelenme konusu olduğunu bilinmektedir. Irkı, dini, tabiiyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti ve siyasi görüşleri yüzünden haklı bir zulüm korkusu nedeniyle vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve söz konusu korku yüzünden, ilgili ülkenin korumasından yararlanmak istemeyen kişiye mülteci denilmektedir. 1951 Mülteci Sözleşmesi, Madde 1(2)’deki mülteci tanımına ilaveten, 1969 Afrika Birliği Örgütü (OAU) Sözleşmesi bir mülteciyi “kendi menşe ülkesi ya da vatandaşı olduğu ülkenin bir bölümünde ya da tümünde dış saldırı, işgal, yabancı egemenliği ya da kamu düzenini ciddi biçimde bozan olaylar nedeniyle ülkesini terk etmeye zorlanan kişiler” olarak tanımlar. 1984 Cartagena Bildirisi de benzer şekilde, mültecilerin “yaygın şiddet, dış saldırı, iç çatışmalar, yaygın insan hakkı ihlalleri ya da kamu düzenini ciddi olarak bozan diğer durumlardan dolayı hayatları, güvenlikleri veya özgürlükleri tehdit altında olduğu için” ülkesinden kaçan kişileri kapsadığını belirtir.
Mültecilik esasen uluslararası hukukun çeşitli sebeplerle yer değiştirmek zorunda kalmış kişilere sağladığı ve sığınma talebenin kabul edildiğine dair verilen bir statüdür. Başka bir deyişle “geçici koruma altına alınma” durumuna verilen isimlendirmedir.
Mültecilik kelimesi Arapça kökenli “iltica” kelimesinden türetilmiştir. Dolayısıyla mültecilik kapsamında herhangi bir ülkede misafir olan mülteciler, zaman içerisinde geri gönderilmek üzere koruma altına alınmıştır.
Günümüzde göç konusu sadece göç alan devletlerde değil, küreselleşmenin hissedildiği veya yoğun olarak yaşandığı tüm coğrafyalarda gündemin ilk sıralarında yer almakta, herkesi ve her yapıyı ilgilendirmektedir. Dünya genelinde hemen hemen her ülke göçten etkilenmiştir. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında toplu nüfus hareketlerine şahitlik edilmiş, göçmen nüfusu son yarım yüzyılda hızlı bir artış göstermiştir. Nitekim Birleşmiş Milletler verilerine göre son 20 yıldaki hızıyla artmaya devam ederse, dünyadaki uluslararası göçmenlerin sayısının 2050’de 405 milyona ulaşması beklenmektedir.
Türkiye, coğrafi konumu itibariyle göçmenlere kapılarını açan, ihtiyaç duyanları koruma altına alan ve dünya kamuoyu tarafından da saygı duyulan bin yıllık köklü bir göç geleneğine sahiptir. Bu anlamda; 1492 yılında on binlerce Yahudi’nin İspanya’dan gemilerle kurtarılarak Osmanlı İmparatorluğu topraklarına getirilmesi,1709 yılında İsveç Kralı Şarl’ın beraberindeki yaklaşık 2 bin kişilik grupla birlikte Osmanlı İmparatorluğu’na sığınması, Macar Özgürlük Savaşı’nı kaybeden Prens Lajos Kossuth ve beraberindeki 3 bin Macar’ın 1849’da Osmanlı İmparatorluğu’na gelmeleri, 1917 Bolşevik İhtilali’nin ardından Vrangel’in yaklaşık 135 bin kişiyle birlikte Osmanlı İmparatorluğu’ndan koruma talep etmesi, Cumhuriyet döneminde 1922-1945 yılları arasında Yunanistan, Balkanlar ve Almanya’dan yaklaşık 1 milyon 185 bin kişinin Türkiye’ye gelmesi, 1988-2000 yılları arasında Irak, Bulgaristan, Bosna ve Kosova’dan yaklaşık 900 bin kişinin konuk edilmesi Türkiye’nin mevcut göç tarihinin en somut örnekleri arasında yer almış, özetle Türkiye milyonlarca kişiye ev sahipliği yapmıştır.
Türkiye’de 1934 tarihli ve 2510 sayılı İskân Kanunu, göçmen, serbest göçmen, münferit göçmen ve toplu göçmen gibi çeşitli göçmen türlerini tanımlamış ise de soydaş odaklı düzenlemelerle sınırlı bir yapı öngörülmüş olup 2006 yılında yapılan değişiklikle 5543 sayılı Kanun halini almıştır. İskân Kanunu kapsamı dışında kalan yabancılara ilişkin iş ve işlemler ise 1950 yılında çıkarılmış olan 5682 sayılı Pasaport Kanunu ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun ile yürütülmüştür.
Yukarıda bahsi geçen çeşitli ülkelerden gelerek sığınmacı (mülteci) statüsüne sahip olunmasının yanı sıra özellikli 2000’li yıllardan sonra yaşanan Ortadoğu coğrafyasındaki siyasal ve iktisadi krizler kitlesel göç hareketlerini de tetikleyerek mülteci statüsünde Türkiye’de koruma altına alınan kişilerin sayısında ciddi bir artışa neden olmuştur. Mültecilik özellikle kitlesel göç hareketleri neticesinde ortaya çıkan bir konu olduğundan coğrafi konumu itibariyle çevresinde yaşanan çeşitli krizlere sessiz kalmayan Türkiye’nin de bu krizlerden etkilenmesi kaçınılmazdır.
Yıl |
İranlılar (%) |
Iraklılar (%) |
Diğer Milletler (%) |
Genel Oran |
Toplam Kabul Edilen |
|
|
|
|
|
|
Dosya |
Kişi |
1997 |
52 |
25 |
24 |
35 |
578 |
- |
1998 |
56 |
30 |
30 |
40 |
891 |
2230 |
1999 |
59 |
18 |
31 |
43 |
841 |
1903 |
2000 |
57 |
27 |
28 |
49 |
1186 |
2726 |
2001 |
70 |
34 |
56 |
61 |
1287 |
2867 |
2002 |
72 |
38 |
35 |
63 |
1344 |
2885 |
2003 |
79 |
- |
45 |
76 |
1600 |
3300 |
2004 |
75 |
- |
31 |
69 |
934 |
1748 |
2005 |
67 |
- |
36 |
59 |
736 |
1368 |
2006 |
90 |
- |
39 |
79 |
1051 |
1878 |
2007 |
88 |
100 |
72 |
85 |
3588 |
7121 |
Tablo 1.: Avrupalı Olmayan Mültecilerin Kabul Oranları (1997-2007) Kaynak: http://www.egm.gov.tr/daire.yabancilar.asp
Yukarıdaki tabloya göre 1997 yılından 2007 yılına kadar Türkiye’ye gelen mülteciler içinde Irak ve İran kökenli vatandaşların çoğunluğu oluşturduğu açıkça görülmektedir. Türkiye’nin bir geçiş ülkesi olmasının yanı sıra Irak ve İran’a komşu ülke olmasından dolayı, bu kişiler tarafından ilk başvurulan ülke olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği’nin raporlarında da değindiği gibi siyasi sebepler, savaş, mezhepler arasındaki çatışmalar insanları vatanlarında baskı altına soktuğundan mültecilik statüsüne başvurular artmaktadır. Ayrıca yukarıdaki verilere göre bu insanlar en yakın komşu ülkelere mülteci ya da sığınmacı olarak zorunlu yahut isteğe bağlı olarak sığınmaktadırlar. Öte taraftan, Türkiye’de coğrafi konumu ve bölgede diğer komşu ülkelere nazaran daha istikrarlı olması nedeniyle yabancı hareketliliğinin boyutu tarih boyunca etkili olmuştur.
Yıllar |
Giriş Sayısı |
Çıkış Sayısı |
2000 |
9,748,327 |
9,393,355 |
2001 |
10,912,771 |
10,530,600 |
2002 |
12,906,274 |
12,606,264 |
2003 |
13,461,420 |
13,180,903 |
2004 |
16,854,377 |
16,503,781 |
2005 |
25,262,380 |
24,736,280 |
2006 |
27,085,138 |
26,649,373 |
2007 |
31,106,833 |
30,865,912 |
2008 |
23,923,963 |
24,069,800 |
Tablo 2: Yabancıların Türkiye’ye GirişÇıkış Sayıları.
Yukarıdaki tabloya göre 2000-2008 yıllarında Türkiye’deki yabancı hareketliliğini gösteren sayılardan görülebileceği üzere 2000 yıllarında yaklaşık 10 milyon olan yabancı hareketliliği yedi yıl sonra yaklaşık 30 milyona kadar yükselmiştir.
15 Mart 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı nedeni ile ortaya çıkan zorunlu göçler Türkiye’yi yakından etkilemiştir. Yıllara göre geçici koruma kapsamındaki Suriyeli mülteci sayısı Tablo 3’teki gibidir.
Yıllar |
Giriş Sayısı |
2011 |
Veri yok |
2012 |
14,237 |
2013 |
224,665 |
2014 |
1,519,286 |
2015 |
2,503,549 |
2016 |
2,843,441 |
2017 |
3,426,786 |
2018 |
3,623,192 |
2019 |
3,576,370 |
2020 |
3,641,370 |
2021 |
3,737,369 |
2022 |
3,768,716 |
Tablo 3: Suriyeli Mülteci Sayısı(2011-2022)
Krizin başladığı 2011 yılının hemen ertesinde yani 2012 yılında mülteciler gelmeye başlamış, 2015 yılına kadar nispeten daha sınırlı sayıda kabul söz konusu iken 2015 yılından sonra 4 milyona yakın bir nüfustan bahsedilebilmektedir.
Geçici koruma kapsamında en fazla kişiye ikamet sağlayan ilk 10 il sırasıyla İstanbul, Gaziantep, Hatay, Şanlıurfa, Adana, Mersin, Bursa, İzmir, Konya ve Kilis’tir. Kocaeli ili ise sahip olduğu nüfusa oranla 52’inci sırada yer almaktadır. Kocaeli Göç İdaresi’nin sunduğu verilere göre, kaydedilen Suriyeli mülteci sayısı 56,822 kişidir. Şehrin toplam nüfusu 2,033,441 kişi olarak hesaplandığında kayıtlı Suriyeli mülteci nüfusu ilin sahip olduğu nüfusun yüzde 2,79’unu oluşturmaktadır. Öte yandan düzensiz göçmenler (Düzensiz göçmen, yasadışı giriş, giriş koşullarının ihlali veya vizenin geçerlilik tarihinin sona ermesi yüzünden transit veya ev sahibi ülkede hukuki statüden yoksun kişiye verilen isimdir. Bu terim, diğerlerinin yanı sıra, bir transit veya ev sahibi ülkeye meşru yollarla giriş yapan, ancak izin verilen kalış süresini aşan veya akabinde yetki verilmeden çalışmaya başlayan kişileri de içermektedir) kategorisinde yer alan ve yakalanarak ülkelerine geri gönderilen Suriyeli göçmen sayısı 2022 yılında 9,498 kişidir. 2015 yılından 2022 yılına kadar ise sadece Suriye uyruklu düzensiz göçmen sayısı toplamı 349,662 kişidir. Toplam düzensiz göçmen sayısı 2022 yılında ülkemizde 55,627 kişi olup ilk sırayı 27,185 kişi ile Afganistan uyruklu kişiler oluşturmaktadır.
Kocaeli İl Göç İdaresi, Ayazma Mah. Gemici Sk. No: 6 İzmit adresine yaptırdığı büyük kompleks bina ile geçici koruma sağlanan mültecilerin idari, mali ve sosyal işlemlerini yürütmektedir. Çeşitli sebepler nedeniyle statüsü iptal edilerek geri gönderilecek kişilere geçici ikamet sağlanan Geri Gönderme Merkezi de inşa edilmiştir. İl Göç İdaresi’nin telefon numarası: 0 262 322 30 66-67, faks numarası: 0 262 322 30 68 ve mail adresi kocaeli@goc.gov.tr’dir.
KAYNAKÇA
https://www.goc.gov.tr/gecici-koruma5638, Erişim Tar. 21.4.2022, https://www.goc.gov.tr/guncel-veriler, Erişim Tar: 21.4.2022, https://www.goc.gov.tr/kurumlar/goc.gov.tr/YillikGocRaporlari/2016_yiik_goc_raporu_haziran.pdf, Erişim Tar: 20.4.2022, https://www.goc.gov.tr/raporlar, Erişim Tar: 21.4.2022; Kara, P.-Korkut, R. “Türkiye’de Göç, İltica ve Mülteciler” Türk İdare Dergisi, S. 467, 2010, sa, 153-162; Kollektif, Uluslararası Göç Terimleri Sözlüğü, (Ed. Richard Richard Perruchoud, Jillyanne Redpath) Uluslaraası Göç Örgütü (IOM), 2004; Palabıyık, Âdem, Yunus Koç, “Zorunlu Göç ve Fakirliğin Diğer Adı: Mülteciliğin Dünya’da ve Türkiye’deki Gelişimi (2004-2007)” Session 5B: Büyüme ve Gelişme, s.a 325-334. (https://www.avekon.org/papers/314.pdf, Erişim Tar. 20.4.2022) UNHCR Statistical Yearbook (2004) http://www.UNHCR.org/ statistics/STATISTICS /44e96c842.pdf, Erişim Tar: 20.4.2022 , UNHCR Statistical Yearbook (2005) http://www.UNHCR.org/ statistics/STATISTICS /464478a72.html, Erişim Tar: 20.4.2022, UNHCR Statistical Yearbook (2006) http://www.UNHCR.org/ statistics/STATISTICS /478cda572.html, Erişim Tar: 20.4.2022, UNHCR Statistical Yearbook (2007) http://www.UNHCR.org/ statistics/STATISTICS /4852366f2.pdf, Erişim Tar: 20.4.2022.
Ekrem Mücahit SARI