Esnaf ve Tüccar
1903 doğumlu olup, memur babasının tayini ile 1921’de İzmit’e geldi. Baba adı Fethi, anne adı Nazmiye idi. Müfit Saner’in Asaf ve Memduh (ayakkabıcı) adında iki kardeşi vardı. İzmit’in işgal günlerine tanıklık etti. Ortaokul mezunu olan Müfit Saner, bir süre Maliye’de memurluk yaptı. Daha sonra terziliği öğrenen Müfit Saner, Demiryolu Caddesi’nde, günümüzde Merkez Ziraat Bankası’nın olduğu mevkide bir terzi dükkânı açtı. Tuhafiye ve manifatura malzemeleri de satmaya başladı. Dükkânı daha sonra, oğlu Feridun’a bıraktı.
Aralarında Müfit Saner’in de bulunduğu İzmit Esnaf ve Tüccarları 1924 yılında “İttihadspor” adlı bir spor kulübü kurmuşlardı. Ancak İttihadspor, varlığını 1932 yılına kadar sürdürebildi. Müfit Saner’in bulunduğu kırk kişi ayrılarak İzmit İdmanyurdu’nu kurdular. Kulübün başkanlığını yaptı. Güreş’i de çok severdi. Müfit Saner, 1928 yılında İzmit-Bağçeşmeli Şükran Hanım’la evlendi. Bu evliliğinden Güzin (d.1929), Feridun (d.1931) ve Tülay (d.1942) adında üç çocuğu dünyaya geldi. Hacıhızır Mahallesi’nde ikamet eden Saner Ailesi, küçük kızları Tülay’ın doğumu ile birlikte Tepecik Mahallesi, İmaret Yokuşu’na taşındı. İlerleyen yıllarda, ailenin büyük kızı Güzin, Doktor Tahsin Özbek’le, küçük kızı Tülay ise Şahabettin Bilgisu’nun oğlu Nurtan Bilgisu ile evlendi. Dünürü Şahabettin Bilgisu ile çok iyi bir dostluk ve ortaklık kurmuşlardı. Müfit Saner, 19451949 ve 1962-1963 yılları arasında İzmit Ticaret Odası başkanlığı yaparak, Oda’nın ilk Meclis Başkanı oldu. İzmit ticaret ve sosyal yaşamının önemli figürlerinden olan Müfit Saner, CHP İl Başkanlığı görevini de üstlendi. 1989 yılında vefat etti.
Çok hayırseverdi, “Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek” derdi. Çok kişiye yardım eder ama kimseye duyurmazdı. Değirmendere’de Müfit Saner İlkokulu’nu yaptırarak, eğitime de katkıda bulunmuştu.
Müfit Saner, Güneş gazetesi yazarlarından Zeynep Atikkan’ın, 23 Aralık 1987 yılında Müfit Saner ile yaptığı röportajda kendini şu sözlerle anlatmıştı:
“Ailem, işgal sırasında İzmit’e yerleşmişti. O günleri iyi hatırlıyorum. O dönemlerde Kocaeli, Dahiliye Vekaletine bağlı müstakil mutasarrıflıktı. 35 bin nüfuslu bu bölgede, ticaret büyük çapta Musevi ve Ermenilerin elindeydi. Terzi olarak biz, tenekeci olarak Şahin Yılmaz vardı. O daha sonra müteahhit oldu. Ayakkabıcılık Türklerin elindeydi. İstiklal Savaşı’ndan sonra Musevi ve Ermeniler gitti. Nüfus altı bine indi. Türklerin zenginleri ise İstanbul’a gitti. İzmitli zengin ve toprak sahibi ailelerin çocukları genellikle devlet kapısında memur olmak istiyorlardı, sebebi ise o yıllarda arazinin çok para etmemesi idi. Bu nedenle İzmit’te, başta müteahhitlik olmak üzere dışardan gelip zengin olanların sayısı yüksektir. Lassa Fabrikası, İzmit Mutasarrıfı Saadettin Bey’in iki çiftliği üzerine inşa edildi. Saner’in de Lassa’nın kurulduğu yerde arazisi vardı. Bunu işletmecilere verirdi. Kent büyüdü. İzmit’te yer kalmadı, arazi de elden çıktı.”
Müfit Saner’in de dahil olduğu ağırlıkla bu bölgede oturan ailelerin erkekleri, “İmaretliler” adı altında dini bayramların ikinci günleri toplantı geleneği başlatmışlar ve on yıllardır yürütmüşlerdir. Her bayramda, içlerinden birinin ev sahipliğinde toplanıp sohbet ediyorlardı. Bunlardan birinde Leyla Atakan’ı ağırlamışlardı. İmaret Yokuşu’nda, Redif Dairesi’nin arkasında bulunan bölgeye verilen “İmaret” ismi, Abdulselam Efendi tarafından orada yaptırılan “külliye”nin imarethanesinden gelmektedir.
CHP’de politika yaparken tanışan Müfit Saner ve Şahabettin Bilgisu diğer ortakları Saadettin Dinçbaş’ın düşüncesinde birleşerek, 1949 yılında daha önce Soydan ailesi tarafından işletilen “Ege Yağ Fabrikası” ve Osman ve Halil Ege tarafından Ayçiçeği deposu olarak kullanılan Kullar’daki milletvekili Ali Dikmen’in çiftliğini kiraladılar. Çiftliğin içinde 25 beygirlik bir su turbini vardı. Orada bent yanındaki değirmeni basit elemanlarla takviye edip, piyasaya un verdiler. Ancak içinden taş vs. çıkınca, işi daha modern hale getirmeyi düşündüler. Ancak paraları yetmedi. Fransızca bilen ortak Şahabettin Bilgisu aracılığıyla Fransızlarla anlaşarak, çevredeki illerin de ihtiyacını karşılayacak, günde 30 ton kapasiteli bir değirmeni vadeli olarak satın aldılar. 1950 yılında 150 bin liraya alınan bu yeni değirmen makinesi ile aynı çiftlikte un üretimine devam ettiler. 1954 yılında Şahabettin Bilgisu ve Müfit Saner CHP’den aday olarak politikaya girdikleri için isimleri kullanılmadı. Şirketin ismini Saadettin Dinçbaş ve Ortakları Koll. Şti. olarak koydular. Saadettin Bey’in dedesi Kırım göçmeni kendisi ise İzmit doğumlu idi. Fabrikada günde elli ton buğday işliyorlardı. İki yıl sonra yörenin un ihtiyacı artınca büyüme kararı aldılar. Derince sahilinde Petrol Ofisi’nin yanında bir arsa alarak, buraya un fabrikası inşa ettiler. Bilgisu’nun “su”su, Saner’in “san”ı, Dinçbaş’ın da “baş”ını alarak şirket adını Susanbaş A.Ş. olarak belirlediler. İzmitli girişimciler tarafından birlikte kurulan ilk ciddi özel sektör kuruluşu idi. Bu un fabrikasının inşaatını yapan Şarık Tara ve Sadi Gürçelik de fabrikaya ortak oldu.
Susanbaş yatırımında başarılı olan ortaklar daha sonra da 1968’de Yem Sanayi Fabrikası’nı kurdular.
KAYNAKÇA
F. Yavuz Ulugün, İzmit Esnaf ve Ticaret Tarihi, İzmit 2013, s. 123.
F. Yavuz ULUGÜN