MURAD III

Madde no:1095

Osmanlı Padişahı, Sakarya-Sapanca Gölü-İzmit Körfezi Arasında Bir Kanal Açma Planını Sahibi

II. Selim ile Nurbanu Sultan’ın tek oğlu olarak Manisa’da doğdu. Küçük yaşta ilk görevi olarak Aydın Sancakbeyliği’ne getirildi. Böylece başladığı idarecilik tecrübesini babasının görev yerlerine yakın olarak Akşehir ve Saruhan sancakbeyliklerinde sürdürdü. Bu görevi padişah oluncaya kadar on iki yıl sürdü ve burada Safiye Sultan ile evlenerek oğulları Mehmed (III) ve Mahmud ile kızları Ayşe ve Fatma dünyaya geldi. Babası II. Selim’in vefatı üzerine 1574’te padişah oldu. Tahta çıkışı sonrasında Venedik, Lehistan, Dubrovnik, İran gibi yakın ilişkide olduğu devletlerin elçi veya temsilcileri gelerek cülusunu tebrik etti ve hediyeler sundu. Saltanatının ilk yıllarında İran’da başlayan iç karışıklıklar, Anadolu’ya yönelik siyasi ve dini faaliyetlerin artması ve iki taraf arasında sınır çatışmalarının yoğunlaşması neticesinde bir sefer düzenlenmesine sebep oldu. Lala Mustafa Paşa’nın sefer serdarı olduğu Osmanlı ordusu Çıldır yakınlarında İran ordusunu yendi ve Gürcistan’ı fethetti. Ardından Şirvan taraflarına ilerleyerek pek çok şehri ele geçirdi. Osmanlı ordusu kışlamak üzere Erzurum’a çekildiğinde sadrazam Sokullu Mehmed Paşa’nın ölüm haberi geldi (1579). Yeni sadrazam Semiz Ahmed Paşa zamanında Lala Mustafa Paşa’nın yerine Şark serdarlığı görevi Koca Sinan Paşa’ya verildi. Sinan Paşa İran’la bir anlaşma yaparak beraberinde bir elçi ile İstanbul’a döndü.

III. Murad, 1582’de oğlu şehzade Mehmed için yabancı elçilerin de katıldığı muhteşem bir sünnet düğünü tertip etti. O sırada Şirvan muhafızı olan Özdemiroğlu Osman Paşa, Safevi ordusunu Baştepe’de mağlup etti ve bölgede yeniden hakimiyet kurdu. Sonra Kırım’a giderek İslâm Giray’ı hanlık tahtına çıkardı. İstanbul’a döndüğünde III. Murad’ın iltifatını kazanarak önce ikinci vezir, sonra sadrazam oldu (1584). Şark seferi sırasında Tebriz’i ele geçirdi ve III. Murad adına hutbe okuttu (1585). Kısa süre sonra vefatı üzerine yerine serdar olan Ferhad Paşa Gence’yi alınca Şah Abbas, Osmanlıların fethettiği yerler onlarda kalmak şartıyla sulh yapmak zorunda kaldı ve böylece doğuda on iki yıl süren uzun savaşlar son buldu.

Batıda ise III. Murad döneminde İngiltere ile ilişkilerde gelişmeler oldu. 1580’de verilen ilk ticaret imtiyazı ile İngiltere Akdeniz’de kendi bayrağı altında ticaret yapmaya başladı. Osmanlı desteği ile Erdel Voyvodası Istvan Bathory Leh kralı oldu. Kuzey Afrika’da yayılmasını sürdüren Osmanlılar, III. Murad devrinde Fas’ta kurdukları nüfuz sayesinde Portekiz ve Fas ordularına karşı eski Fas sultanının kardeşi Abdülmelik’i Cezayir üzerinden güçlü bir ordu ile destekledi. Vâdis’s-seyl/Kasrü’l-kebîr savaşında Portekiz ve Fas orduları hezimete uğradı. Üç Kral Savaşı adı verilen bu savaşta Fas ve Portekiz kralları hayatını kaybetti. Savaştan birkaç gün önce Abdülmelik de vefat ettiği için Fas tahtına Ahmed el-Mansur geçti (1578).

III. Murad devrinin Osmanlı Avrupası’ndaki en önemli savaş Habsburglarla yaşandı. On beş yıl sürecek savaş 1593’te Sadrazam Koca Sinan Paşa’nın ısrarı ile başladı. Osmanlı ordusu bazı başarılar elde etmesine rağmen, Avusturya kuvvetleri karşı koymada etkili oldu. Yanıkkale ele geçirildi ise de Avusturya ile iş birliği yapan Eflak, İbrail kalesini yakarak Silistre’ye kadar ilerledi. Bu sırada III. Murad vefat etti (1595).

III. Murad tarih ve edebiyata duyduğu yakın ilgi sebebiyle döneminde pek çok eserin telif ve tercümesini teşvik etti. Amerika’nın keşfine dair Mehmed Suûdî’nin kaleme aldığı Târih-i Hind-i Garbî başta olmak üzere onun adına hazırlanan Seyyid Lokman’ın Şehinşahnâme ve Zübdetü’t-tevârîh’i, Feridun Ahmed Bey’in Tevârîh-i Pâdişâhân-ı Françe gibi pek çok eser onun adına hazırlanmıştır. III. Murad’ın bir divanı olduğu, hat yazdığı bilinmektedir. En önemli eseri Manisa’da şehzadeliği sırasında yaptırdığı cami, medrese, imaret, han ve tabhaneden oluşan külliyesidir. Onun döneminde Sakarya-Sapanca Gölü-İzmit Körfezi arasında bir kanal açılarak bölgede deniz ulaşımının kısa yoldan sağlanmasına teşebbüs edildi.

Sakarya-Sapanca Gölü-İzmit projesinin asıl amacı Osmanlı donanmasının merkez üssü olan Tersâne-i Âmire’ye gerekli olan kerestenin ve ayrıca odun ihtiyacının Kocaeli bölgesinden Düzce’ye kadar uzanan dağlardaki ormanlardan en kısa zamanda ve en kısa yoldan temin edilerek İstanbul’a taşınmasıydı. Bu sebeplerle Sakarya Nehri’ni Sapanca Gölü’ne, Sapanca Gölü’nü de İzmit Körfezi’ne bağlayarak Marmara Denizi’ne ulaşmak mümkün olacaktı.

Bu proje için ilk teşebbüs, Kanuni devrinde Mimar Sinan’ın görevlendirilmesi ile başladı. Ancak uzunluğu 16 km olan yerin kazılması gerçekleşmeden projeden vazgeçildi. III. Murad devrinde 1591 senesinde İzmit/Kocaeli sancakbeyi ve kadısı ile Sapanca kadısına gönderilen hükümlerde bu kanalın açılması için aradaki mesafenin ölçülmesi, bunun için mimar ve mühendisler görevlendirildiği, hafriyat için 30.000 amele bulunması gerektiği ve bu işi yürütmekle Sokulluzade Hasan Paşa’nın görevlendirildiği bildirildi. Kanal eminliğine Budin eski hazinedarı Ahmed Efendi ve kâtip olarak Mustafa Efendi tayin edildi. Kanal güzergahında bazı istimlakler yapıldığı gibi bir kısım çiftlikler de başka yerlere taşındıysa da çalışmalar uzun sürmedi. Sakarya-Sapanca Gölü arasında dört buçuk kilometrelik bir bölüm, Sapanca Gölü-İzmit arasında ise uzaklığın üçte biri yani yaklaşık 6 kilometrelik bir bölüm kazıldı. Bu kanalın genişliği 40 m, derinliği ise 20 m kadardı. Fakat bazı devlet adamları arasındaki anlaşmazlıklar ve halkın şikâyette bulunması yüzünden

|||.Murad’ın bütün çabasına rağmen kanal projesi uygulamadan kaldırıldı. Daha sonraki dönemlerde proje 1654’te, I. Mahmud devrinde (1730-54), 1759, 1761,1813, 1845 ve 1870 senelerinde yeniden düşünüldü ise de uygulanma imkânı olmadı.

Bugün uydu fotoğraflarında Sakarya-Sapanca Gölü-İzmit arasında kazılan yerlerin belirgin bir şekilde görüldüğü yapılan araştırmalarla ortaya konmuş bulunmaktadır.

KAYNAKÇA

Bekir Kütükoğlu, “Murad III”, DİA, c. 31, s. 172-176; Sultan III. Murad Dönemi ve Bursa, ed. Ersin Gülsoy, Bursa 2021; Beş Asırlık Sakarya-Sapanca-Marmara Kanal Projeleri, haz. Ö. F. Yılmaz, İstanbul 2010; Caroline Finkel-Aykut Barka, “The Sakarya River, Lake Sapanca, İzmit Bay canal project. A reappraisal of the historical record in the light of new morphological evidence”, Istanbuler Mitteilungen, 47, (1997), s. 429-442.

İdris BOSTAN