Osmanlı Padişahı
Sultan Abdülmecid ve Gülcemal Kadınefendi’nin çocukları olarak 2 Kasım 1844 tarihinde doğdu. Ağabeyi II. Abdülhamid tahta çıkınca onu sarayda gözetim altında tutarak, kendi yakınlarından başkasıyla görüşmesini hatta gazete okumasını bile yasakladı. Sadece Doğu kültürüne dair kitaplar okumasına izin verildi. Abdülhamid’in darbe ile indirilmesi üzerine 27 Nisan 1909’da tahta çıkarıldı. Otuz üç yıl kapalı ve korkulu bir mahpus hayatı yaşayan Sultan Reşad iktidar hırsından uzak apolitik bir karakter çizdi. İdareyi tamamen parlamentoya havale etti. Anayasa’nın kendine tanıdığı hakları bile kullanmayacak kadar politikaya uzak durdu. Bu tutumu, İttihat ve Terakki’nin her isteğine boyun eğmesinden değil, Meşrutiyet rejimine saygı duymasından ve politik kavgalarda taraf olmaktan çekinmesinden ileri gelmekteydi. Dokuz yıllık saltanatı boyunca on defa kabine değişikliği oldu. Çok partili hayata geçilmesi, partiler arası çekişmeleri kızıştırıp kaosu büyütmekten başka işe yaramadı. İlk gazeteci cinayeti, silahlı darbe ile kabine değişikliği, sadrazam suikastı, cihâd-ı ekber ve seferberlik ilanı onun zamanında gerçekleşti. Trablusgarp ve Balkan savaşlarından başka, Birinci Dünya Savaşı devleti siyasi ve ekonomik buhrana sürükledi. İmparatorluğun devamını sağlamak için yapılan son hamleler sonuç vermemiş olsa da, Sultan Reşad dönemi, millî birlik ve demokrasi fikrinin geliştiği, eğitimde, hukukta ve sosyal alanda önemli reformlar yapılarak millî Türk devletinin temellerinin atıldığı bir dönem oldu. Şeker hastalığı bulunan ve prostat ameliyatı geçiren padişah 3 Temmuz 1918 tarihinde vefat etti.
Sultan Mehmed Reşad dindar, uysal, zarif, cömert ve samimi bir Mevlevi idi. Sosyal siyasetini belirleyen temel faktörlerden biri, II. Mahmud’dan itibaren bazı padişahlarda görülen popülist uygulamalardır. O, halkla doğrudan temasa yönelik politikaları ön plana çıkardı. Cuma selamlığını her hafta başka bir camide yaparak yeni ve geniş kitlelere göründü. Hem halkla buluşmak hem de ayrılıkçı hareketleri dizginlemek amacıyla İstanbul dışına seyahatler düzenledi. Bursa, İzmit ve özellikle 1911’deki Çanakkale, Selânik, Üsküp, Priştine, Kosova ve Manastır şehirlerini kapsayan Rumeli seyahati büyük ses getirdi. Dindarlığının ve nezaketinin sevkiyle yaptığı ihsan ve yardımları geniş kitlelere ulaştı. Hediyeleşmeye ve bağış yapmaya önem veren kişiliğiyle halkçı bir hükümdar portresi çizdi. Paylaştırma konusunda bölgesel, etnik ve dinî ayrım gözetmemesi Osmanlılık düşüncesine ve Meşrutiyet felsefesine oldukça uygundu. Bu bakımdan “ittihâd-ı anâsır” ilkesine doğrudan hizmet etmiştir. Bağış ve yardımları payitahtla sınırlı kalmamış, Anadolu’daki selzedelerden, Afrika’daki ecdat yadigârı eserlere, Balkanlar’da zarara uğrayan çiftçilere kadar uzanmıştır. Musevi öğrenciler, Ermeni fukarası, Rum yetimleri, geçim güçlüğü çeken devlet adamları, Avrupa takımlarıyla yarışan futbolcular, şehit yakınları, sünnet olacak çocuklar, evlenecek gençler, maddi sıkıntı çeken tiyatrocular onun yardımları sayesinde hayata tutunmaya çalışmışlardır. Kolektif faaliyetlere ve sosyal etkinliklere verdiği destek, sivil toplum anlayışının yerleşmesine hizmet etmiştir.
31 Mart Vakası ve akabindeki siyasal buhran İzmit’i ve çevresini de etkilemişti. Birtakım kalkışma teşebbüsleri görüldüyse de bunlar Hareket Ordusu’na bağlı askerî birlikler tarafından bastırıldı. Meşrutiyet’in ilanından 1913 yılına kadar yaklaşık beş yıl yönetici krizi yaşandı. Musa Kazım Bey’in azliyle yerine bir süre Redif Kumandanı Cemal Paşa’nın vekâlet etmesinden sonra Ali Seydi Bey atandı. Ahali Kazım Bey’in sancağın çeşitli kadrolarına yerleştirilen Arnavut kökenli adamlarının uzaklaştırılması için nümayiş yaptı. Ali Seydi Bey onlara güvence verdiyse de, kendisinin yeni rejimin karşıtlarıyla işbirliği ortaya çıktığı için görevden uzaklaştırılarak Divan-ı Harp’te yargılandı ve mahkûm edildi. Ertuğrul (Bilecik) Mutasarrıfı Osman Paşa İzmit’e tayin edilerek idari düzen kuruldu. Fakat bir yıl sonra o da azledilerek Cemal Bey Meşrutiyet idaresinde Kocaeli’nin üçüncü mutasarrıfı oldu. 1910 Şubat’ında mutasarrıflık Gazimihalzâde Mehmed Nüzhet Bey’e, 1912 Eylül’ünde Muhyiddin Paşa’ya, 1913 Haziran’ında da Mazhar Müfit Bey’e verildi. Bu sonuncusu zamanında Balkan ve Dünya savaşlarının kaotik ortamına rağmen gözle görülür bir durgunluk hâkim oldu.
Sultan Reşad, saltanatının üçüncü ayında Hereke’yi ve buradaki fabrikayı ziyaret etti. 1909 Ekim’inin son haftasında ise İzmit seyahatini yaptı. Aralarında Veliaht Yusuf İzzeddin ve Şehzade Ziyaeddin Efendiler, Sadrazam Hüseyin Hilmi Paşa, Bahriye Nazırı Arif Hikmet Paşa, Ticaret ve Nafia Nazırı namına komiser Hayrettin Bey, Serkarin Lütfi ve Serkâtip Halid Ziya beyler, Seryaver Hurşid Paşa, Vakanüvis Abdurrahman Şeref Efendi’nin de bulunduğu geniş bir heyetin refakat ettiği yolculuk Almanya’dan getirilen vagonlarda demiryoluyla gerçekleşti. Padişah sivil elbise giymişti. Gebze ve Hereke’de treni durdurup halkı selamladı. Hereke Fabrikası’nı ziyaret etti. İzmit’e varınca bir süre Kasr-ı Hümâyûn’da dinlendi. İzmit erkânını, memurlarını, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerini ve eşrafı kabul etti. Geçit resmi ve gösteri yapan öğrencilere, mektebin ve irfanın önemini vurgulayan bir konuşma yaptı. Dört Müslüman okuluna 60, iki Ermeni okuluna 20, Rum ve Amerikan mekteplerine 15’er lira; Gureba Hastanesine 50 lira bağışladı. Akşamüzeri Tersane’de incelemelerde bulundu. Gittiği her yerde belirttiği üzere, burada da, tebaasıyla buluşmaktan duyduğu sevinci dile getirdi. İzmitliler durumlarını padişaha ve sadrazama açma fırsatı yakalamış, İttihat ve Terakki Cemiyeti şubesi de şehrin ihtiyaçlarını iletmişlerdi. Sultan Mehmed Reşad, İzmit seyahatinden on ay sonra, 15 Ağustos 1910 tarihinde yine gezme amacıyla Tütünçiftliği’ne geldi. Ertuğrul Yatı’yla gerçekleşen gezide kendisine, şehzadeler Ziyaeddin, Necmeddin ve Ömer Hilmi Efendiler, Harbiye Nazırı Mahmud Şevket Paşa ve mâbeyn erkânı refakat etmişlerdi.
Sultan Reşad döneminde, bilhassa 1911 yılında mutasarrıflığa atanan Nüzhet Paşa sayesinde Kocaeli bazı bayındırlık faaliyetlerine sahne oldu. Nüzhet Paşa daha önce kaymakam olarak bulunduğu Adapazarı’nda başlatmış olduğu hükümet konağını tamamlattı. İzmit Hükümet Konağı’nı tamir ettirdi, bu sırada ahşap Hamit Turan evi geçici mutasarrıflık olarak kullanıldı. İskeleyi, rıhtımı ve belediye bahçesini elden geçirdi. İzmit-Kandıra, Kandıra-Adapazarı, Adapazarı-Hendek, İzmit-Karamürsel-İznik, Geyve-Taraklı yollarının eksik bölümlerini tamamlayarak eskiyen yerlerini tamir ettirdi. İzmit’te Yeni Turan İptidaisi’nin inşasına başladıysa da görevden alınması üzerine okul projesi yarım kaldı. Yerine atanan Muhiddin Paşa Memleket Hastanesi’nin inşaatına başladı. 1913 Ocak’ındaki hükümet değişikliği ile göreve getirilen Mazhar Müfit Bey projeleri devam ettirip büyük ölçüde tamamladı. Özellikle okulsuz kaza bırakılmaması için eğitim seferberliği başlattı. Yarım kalan Yeni Turan İptidaisi’nin temeli 1914’te atıldı. Törende Ermenilerin bandosuna muhtaç olmamak için Belediye Müfettişi İsmail Hakkı Bey yönetiminde Heveskarân Musiki Cemiyeti adıyla bir bando kurulmuştu. 1915 yılındaki Ermeni tehciri sırasında irili ufaklı hadiseler görülürken, Balkanlar’dan İzmit’e getirilen Rum göçmenlerinin yerleşmesi sağlandı.
Hereke Fabrikası Sultan Mehmed Reşad döneminde başka ziyaretçileri de ağırladı. Avusturya-Macaristan’dan İstanbul’a gelen ve aralarında ağırlıklı olarak tüccar, iş adamı, sanayici ve bankerlerin bulunduğu 79 kişilik grup 20 Nisan 1911 tarihinde Hereke Fabrikası’nı ziyaret ettiler. Atölyeleri gezdikten sonra Kaiser Köşkü’nde ağırlanan misafirlere çay, bisküvi, pasta ve şekerleme sunuldu. Ziyaretin anısına hazırlanan “Yadigâr-ı Hereke” ibaresiyle iki ülke bayraklarının işlendiği mendiller hediye edildi. Yerli malı kullanımının yaygınlaştırılması için faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu olan Mamulât-ı Dâhiliyye İstihlâkı Kadınlar Cemiyet-i Hayriyyesi de Balkan savaşları yıllarında fabrikaya destek ziyareti düzenledi.
KAYNAKÇA
Abdülkadir Buluş, Osmanlı Tekstil Sanayii Hereke Fabrikası, İstanbul Üniversitesi Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul 2000; Avni Öztüre, Nikomedia Yöresindeki Yeni Bulgularla İzmit Tarihi, KBB Yayınları, Kocaeli 2012; Haluk Selvi, “Sultan V. Mehmed Reşad’ın İzmit Seyahati (27-28 Ekim 1909)”, Uluslararası Kara Mürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu-II, Kocaeli 2016, II, 925-946; Kemalettin Kuzucu, “Kendine Nekes Halkına Mükrim Padişah: Sultan Mehmed Reşad”, Sultan V. Mehmed Reşad ve Dönemi, TBMM Milli Saraylar Yayınları, İstanbul 2018, I, 42-81; Rıfat Yüce, Kocaeli Tarih ve Rehberi, haz. Atilla Oral, Demkar Yayınevi, İstanbul 2007; Serkan Yazıcı, “Osmanlı Devleti’nin Bir Sanayi Merkezi Olarak Hereke”, Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Kocaeli 2015, II, 707-725.
Kemalettin KUZUCU