MEHMED ALİ KÂĞITÇI

Madde no:1031

Türkiye’de Kâğıt Sanayisinin Kurucusu

Mehmed Ali Kâğıtçı 20 Ağustos 1899’da Heybeliada’da doğdu ve bütün yaşamını da burada geçirdi. İlk ve orta öğrenimini Heybeliada’da tamamladıktan sonra 1912’de İstanbul Sultanîsi’ne girdi. Mezuniyetinin ardından 1919’da girdiği İstanbul Darülfünunu Fen Fakültesi Kimya Enstitüsü’nden 22 Ekim 1922’de kimyager olarak mezun oldu. Mezuniyetinin ardından 15 Nisan 1923’te Kimya-yı Sınaî ve Hayatî Müderrisi Dr. Cevad Mazhar Bey’in yanına 1.200 kuruş maaş ile asistan olarak atandı. Bu sırada Fen Fakültesi’ne devam ederek Umûmî Riyaziyât (Genel Matematik) ve Madeniyât (Mineraloji) sertifikalarını aldı.

1924’te kâğıtçılık eğitimi görmek üzere bir yıl için Almanya’ya gönderildi. Almanya’da Hannover’deki “Hannoversche Papierfabriken Alfeld – Gronau” kâğıt fabrikasının çeşitli bölümlerinde işçi olarak ve Hannover Yüksek Teknik Okulu’nda (Hannover Technische Hochschule) Prof. Dr. Herman Ost’un kâğıt laboratuvarında çalıştı. Dönüşünde verdiği konferans ve derslerde kâğıt yapımını gösterdi ve Türkiye’de kâğıt yapılabileceğini savunmaya başladı.

Şubat 1926’da izinli olarak Fransa’ya giderek “Papeteries de France”ın Lancey – Isère ve Paviot – Voiron’daki selüloz ve kâğıt fabrikalarında işçi olarak çalıştı. Daha sonra kâğıtçılık konusunda Grenoble Üniversitesi Fen Fakültesi’nde öğrenim gördü ve burayı birincilikle bitirerek 30 Temmuz 1927’de “Kâğıt Mühendisi” diplomasını aldı. İki ay süreyle de Selüloz Araştırma Enstitüsü’nde çalıştı. Bu sırada izni uzatılmayarak 10 Nisan 1927’de Fen Fakültesi ile ilişkisi kesildi.

Mehmed Ali (Kâğıtçı) Bey bir yandan geçimini sağlamak için çeşitli işlerde çalışıp çeşitli okullarda kimya dersleri verirken öte yandan da verdiği konferanslar ve Vakit gazetesinde yazdığı yazılarla Türkiye’de kâğıt sanayiinin kurulmasını savundu. Vakit gazetesinde çıkan makalelerini topladığı Selüloz ve Kâğıt – Selüloz Sanayiinde Müstehlik (Tüketici) Değil Müstahsil (Üretici) Olmalıyız başlıklı kitapçığı 1928’de yayınladı.

İktisat Vekâleti tarafından 1929 yılı sonlarında üretimin arttırılması ve tüketimin yerli üretim ile karşılanması için bir sanayi programı hazırlanmasına karar verilmiştir. Bunu hazırlamak üzere kurulan komisyona kâğıtçılık raportörü olarak atanan Mehmed Ali (Kâğıtçı) Bey’in çabaları sonucunda kâğıt sanayiinin kurulması konusu da ele alınmıştır. Bunun ardından İş Bankası öncülüğünde bir araya gelen bankalar bir kâğıt fabrikası için girişimde bulunmuşlar ve 1933’te Mehmed Ali (Kâğıtçı) Bey’i teknik şartname hazırlamakla görevlendirmişlerdir. Bu çalışmalar sonucunda gerekli teknik şartnameler hazırlanarak firmalardan teklifler alınmış ve kuruluş yeri olarak İzmit seçilmiştir.

Bu sırada sanayileşmeyi tek merkezden belirli bir program çerçevesinde gerçekleştirmek için beş yıllık bir sanayileşme programı hazırlanmış ve bu sanayi programını uygulamak üzere 3 Haziran 1933’te “Sümerbank” kurulmuştur. Bunun ardından bütün bu hazırlıklar Sümerbank’a devredilmiş ve 1 Mart 1934’te Mehmed Ali Bey İzmit Kâğıt Fabrikası Müdürü olarak 350 lira maaşla burada göreve başlamıştır. Fabrikanın temeli 14 Ağustos 1934’te atılmış ve ilk kâğıt 18 Nisan 1936’da elde edilmiştir.

1938’de ithal edilen 250 ton selüloz reçine içermektedir ve işleme sırasında eleklere, hollanderlere ve giderek kâğıt makinesine bulaşan reçine çok büyük problemler yaratmaya başlamıştır. Mehmed Ali Kâğıtçı bu sorunun üzerinde çalışmaya başlamış ve bunun selüloza şap katılarak önlenebileceğini bulmuştur. Daha sonra yayınladığı bu buluş kâğıtçılık dünyasında büyük ilgi uyandırmıştır. Mehmed Ali Kâğıtçı bu buluşunun patentini 1945’te almıştır.

1939 yılına gelindiğinde bir yandan üretilen kâğıdın pahalı olduğu ve fabrikanın kötü yönetildiği konusunda basında yürütülen kampanyalar sürerken öte yandan da Umum Müdür Nurullah Esat Sümer’in görevinden ayrılmasından sonra Sümerbank yönetiminin değişen bakış açısı sonucunda Sümerbank Umum Müdürlüğü ile ilişkiler giderek gerginleşmiştir. Sürekli olarak konudan anlamayan müfettişler gönderilmekte ve yapılan denetlemeler sonucunda Mehmed Ali Kâğıtçı’nın devleti zarara soktuğu konusunda raporlar düzenlenmektedir. Bunlardan birinde Yunanistan’dan ithal edilen kaolinin kötü olup kullanılamadığı ileri sürülerek devleti zarara soktuğundan kendisine 194 lira 97,5 kuruş zimmet çıkartılmıştır. Mehmed Ali Kâğıtçı’nın üzerindeki baskı giderek arttırılmakta ve görevden almak için gerekçeler yaratılmaya çalışılmaktadır. Önce 1939 yılı ortalarında İktisat Vekâleti’nde oluşturulan heyet tarafından kuruluş aşamasına ve geçmişe yönelik 25 tane kapsamlı soru gönderilerek bunların acilen cevaplandırılması istenilmiştir. Bunların cevapları 18 Temmuz 1939’da verilmiş olmakla birlikte daha bu cevaplar gönderilmeden 3 Temmuz 1939’da 50 soru daha gönderilerek bunların da acilen cevaplandırılması istenilmiştir.

Mehmed Ali Kâğıtçı aleyhindeki bu kampanyanın ardından fabrikayı kötü yönettiği ve devleti zarara soktuğu gerekçesiyle 31 Mart 1941’de müdürlük görevinden alınarak “Fen Müşaviri” olarak görevlendirildi ve 20 Haziran 1941’de de Sümerbank’taki görevine son verildi. Görevi sırasında devleti zarara soktuğu, fabrikanın hatıra defterini ve planlarını alıp götürdüğü gibi uydurma gerekçelerle İzmit Selüloz Sanayii Müessesesi Müdürlüğü tarafından Haziran 1944’te hakkında dava açıldı. Bu davanın nasıl sonuçlandığı bilinmemektedir. Görevinden çıkartıldıktan sonra İstanbul’da bir biyokimya laboratuvarı açtığı anlaşılmaktadır. Mehmed Ali Kâğıtçı 16 Nisan 1942’de İstanbul Belediyesi Kimyahane Müdürlüğü görevine başladı, 1945’te yeni kurulan İstanbul Belediyesi Hıfzıssıhha Müessesesi’nde Kimya Şubesi şefi olarak çalışmasını sürdürdü ve 3 Temmuz 1963’te bu kurumun müdürlüğünden emekli oldu. Mehmed Ali Kâğıtçı 1 Ekim 1982’de Heybeliada’da öldü.

Uzun yıllar sonra Mehmed Ali Kâğıtçı’nın hakkı teslim edilerek SEKA Genel Müdürü Yaşar Başkaya tarafından 18 Nisan 1963’te İzmit Kâğıt Fabrikası’nda düzenlenen törene onur konuğu olarak çağırıldı. Daha sonra kendisi için 17 Şubat 1978’de düzenlenen törene davet edildi ve bunun ardından da SEKA’nın diğer işletmelerini dolaşarak konferanslar verdi. SEKA’nın 50. yılını kutlama törenleri sırasında 18 Nisan 1986’da SEKA’nın bahçesine büstü konuldu. Mehmed Ali Kâğıtçı yaşamının son döneminde Türkiye’de bir geleneksel kâğıthane ve kâğıt müzesi kurulması konusunda çok uğraşmasına rağmen bunu başaramadı. Ölümünden on iki yıl sonra 6 Kasım 1994’te SEKA Genel Müdürlüğü bünyesinde “Mehmed Ali Kâğıtçı Müzesi” açıldı.

Mehmed Ali Kâğıtçı 1937-1941 yılları arasında İzmit Halkevi Başkanlığı yaptı ve şehre katkılarından dolayı 13 Ağustos 1937’de kendisine “Fahri Hemşerilik Belgesi” verildi. 1937’de İzmit Kâğıtspor Kulübü’nü kurarak başkanlığını üstlendi. Bu kulüp kürek, yelken, güreş ve basketbol gibi alanlarda önemli başarılar kazanan sporcular yetiştirdi.

Mehmed Ali Kâğıtçı Cumhuriyet Türkiye’sinde yeni bir toplum yaratılmasına kendisini adamış idealist kuşağın önde gelen adlarından biriydi. Türkiye’de ulusal selüloz ve kâğıt sanayiinin kurulmasına öncülük eden ve Atatürk’ün “İşte idealist adam, büyük adam buna derler” diyerek övdüğü Mehmed Ali Kâğıtçı’nın kurduğu fabrikanın yönetiminden alınması ve ardından çeşitli suçlamalarla mahkemeye verilmesi kendisine yapılmış büyük bir haksızlıktı. Bununla birlikte yaşamının sonuna kadar kâğıt konusu ile ilgisini sürdürdü.

KAYNAKÇA

Sabih Alaçam, İnkılâp Türkiyesinde Kâğıtçılık, İstanbul 1940; Kâğıtçı, Mehmed Ali, Modern Kâğıt İmalinin 30 ncu Yıldönümünde Hatırladıklarım ve Düşündüklerim, İstanbul 1966; Sarıoğlu, Mehmet, Bir Cumhuriyet Aydını: Mehmet Ali Kâğıtçı, İstanbul 2008; Emre Dölen, Dünyada ve Türkiye’de Kâğıtçılığın Tarihçesi, Kocaeli 2015, s. 321-333.

Emre DÖLEN