Karadeniz Kıyısında Tarihi Kalıntılar
Kocaeli ili, Kandıra ilçesi, Pınarlı köyü, Sardala koyunda, mülkiyeti Hazine’ye ait, deniz içerisinde, tapulama harici yerlerden olan Malkaya Adası’ndaki tarihi kalıntılar, 2009 yılında Kocaeli Müze Müdürlüğü uzman personelince keşfedilmiş, Kocaeli Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun Toplantı No: 97, 04/08/2009 tarih ve 986 sayılı kararı ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu 6. Maddesinin d). fırkasında belirtilen yerlerden olması dolayısıyla anıtsal tek yapı olarak tescil edilmiştir.
Halk arasında Malkaya olarak adlandırılan bu küçük ada, Bağırganlı köyünün kuzeybatısında, Pınarlı köyünün kuzeydoğusunda, her iki köyün yaklaşık orta mesafesinde, Karadeniz üzerinde, Sardala koyuna yaklaşık 250 metre açıkta ve yaklaşık 150 metre genişliğindedir.
Adada kayalık mekân üzerinde, kuzey-güney doğrultulu, adanın batı yarısını tümden kaplayan ve uzaktan yalnızca bir duvarı görülebilen, dikdörtgen planlı, yaklaşık 2.50x3.50 metre boyutlarında, duvar kalınlığı 60 cm ile 1 (bir) metre arasında değişen en az 5 (beş) üniteli büyük bir yapı kompleksi tespit edilmiştir. Bu yapı kompleksi, üzerinde yaklaşık 30 cm eninde bir de nişin bulunduğu, yaklaşık 100x150 cm ölçülerinde, malzeme olarak adada bulunan yerel taşların da kullanıldığı kiremit bir duvar (taş temel üzerine horasan harçla örülü tuğla duvar) ile çevrilidir. Yapı kompleksinin doğu tarafında, 7.00x3.00 metre ölçülerinde, dikdörtgen planlı, kuzey-güney doğrultulu, tamamen kiremitten yapılmış, içerisi harç ile sıvalı, kaçak kazıcılar tarafından yoğun bir şekilde tahribe uğratılmış, bir adet sarnıç bulunmaktadır. Sarnıcın kuzeyinde bulunan kısa duvar ile ikiye ayrılan alanın üzeri tuğla harç örülü bir tonoz ile kapatılmıştır. Tonozun altında, 20 m derinliğindeki dar uçurumda belli belirsiz bir platform fark edilmektedir. Adanın güneyinde ise, denizden 1 (bir) metre kadar yükseklikte bir mağara yer almaktadır. Geniş ve yüksekçe bir galeriye sahip olmakla beraber, bu mağarada, insan eliyle yapılmış bir düzeltiye veya arkeolojik bir dolguya rastlanmamıştır. Malkaya Adası’nın orta bölgesinde, denize açık kısımda yaklaşık 25 metre yüksekliğinde bir yarık göze çarpmaktadır. Bu yarığın, adadaki kalıntıları, hakim rüzgarın ve dalgaların oluşturacağı tahribin yanı sıra, gelebilecek saldırılardan koruduğu da düşünülebilir. Malkaya Adası’na ilişkin, kimi KAYNAKLARda, üzerindeki kalıntıların küçük bir kaleye ait olabileceği ifade edilmiştir. Ulugün, adı içinde yer alan “mal” sözcüğünden hareketle vergi ile ilgili bir işlevi olduğunun düşünülebileceğini, ya da kıyıdaki pınardan su tedarik edecek gemilere yönelik inşa edilmiş olabileceğini belirtmektedir. Ancak, ilk tespit ve tescil işlemlerini yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanları, üzerinde hiçbir savunma sisteminin bulunmayışından hareketle, bu yapının bir kaleden çok manastır ya da kilise olabileceğine dikkat çekmektedir. Tarihlendirme konusunda da görüşler çelişkilidir. Kimi uzmanlar yapı kompleksinin üzerinin otlarla, toprak dolgu ile örtülmüş durumda olması ve tarihlendirmeye yarayacak taşınabilir herhangi bir küçük buluntu veya mimari yapı parçasına (mermer veya taş sütunlar, kaideler, levhalar, pişmiş toprak seramikler vb.) rastlanılmamış olmasıyla birlikte mimari tekniği açısından bir Kilise Kalıntısı/Manastır Kompleksi olup, Geç Roma-Erken Bizans dönemine tarihlenebileceğini söylerken, kimi uzmanlar ise, Ortaçağ’a ait muhtemelen 10-13. yüzyıl kilise kalıntıları olabileceğini belirtmektedir. Karadeniz arkeolojisi açısından önem arz eden bu kalıntıların tanımlama ve tarihlendirilmesine ilişkin, arkeolojik bir kazı çalışması yapılmadan kesin bir yargıda bulunabilmek pek mümkün gözükmemektedir.
Malkaya Adası üzerinde bulunan antik kalıntılarla ilgili, yapılan arşiv çalışmasına göre, ilk tespitinin yapıldığı 2009 yılından itibaren sadece bir kez, 2020 yılında bir inceleme çalışması daha yapılmış, bunun dışında herhangi bir bilimsel değerlendirme ya da kazı çalışması yapılmamıştır. Ancak gerek doğanın gerekse kaçak kazıcıların tahribatı söz konusu kalıntılar için büyük risk oluşturmaya devam etmektedir. Bu sebeple Malkaya Adası üzerindeki kültür varlıklarının bilimsel yöntemlerle belgelenmesi, rölevelerinin çıkartılması ve yapılan bu çalışmaların bilimsel bir yayına dönüştürülmesi elzemdir.
KAYNAKÇA
F. Yavuz Ulugün, Bizans, Selçuklu ve Haçlılar Dönemi Bithynia, Kocaeli ve Çevresi Tarihi III, KYÖD Tarih Yayınları No: 6, Kocaeli, Mayıs 2010, s. 161; Füsun Tülek, “Yürütülen Projeler (20152016) 07.10.2016-0035”, Kocaeli Üniversitesi, Arkeoloji Bölümü Sualtı Arkeolojisi Anabilim Dalı, AR-GE Laboratuarları Faaliyet Raporu, 2016; Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Arşivi, Dosya No: 41.03.144, PDF No: 720, s. 18, 24; Dosya No: 41.03.144, PDF No: 720, s. 19, Evrak No: 31/07/2009 tarih ve 001725; Dosya No: 41.03.144, PDF No: 720, s. 4-5, Evrak No: 29.09.2011/000190; Dosya No: 41.03.144, PDF No: 720, s. 1, Evrak No: 28.10.2011/000543; Kocaeli Müze Müdürlüğü Arşivi, 22/07/2009 tarih ve B.16.0.K.V.M.4.41.00.01-220/508 sayılı yazı ve elkeri; Kocaeli Müze Müdürlüğünün İl Kültüre Hitaplı 30.06.2016 tarih ve 97925780-160.02/511 sayılı yazsı ekleri; Kocaeli Müze Müdürlüğü Arşivi. Müze Müdürlüğünün İl Kültüre Hitaplı 26.07.2016 tarih ve 97925780-160.02/572 sayılı yazısı; Taner Aksoy, Kocaeli Kültür Envanteri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı Yayınları, Kocaeli 2011, s. 479)
Serkan GEDÜK