Kocaili Yöresinin Fethinde Rol Oynayan Uç Beyi
Kimliği konusundaki Osmanlı kaynaklarında hemen hiçbir bilgi bulunmaz. Adına daha çok Kocaeli bölgesinde, Osman ve Orhan Gazi dönemlerindeki akın faaliyetleri dolayısıyla rastlanır. Onun erken dönemden beri Osman Gazi’nin yanında bulunduğu ve askeri özelliğe sahip bir bölüğün başında yer aldığı tahmin edilir. İlk kaynaklarda adı daha çok Gazi Rahman olarak geçer. Osman Gazi’nin oğlu Orhan Gazi’nin ilk müstakil seferine eşlik eden gaziler içinde zikredilir. Ailesi ve menşei hakkında bilgi yoksa da Osman Gazi’ye destek veren, onun boyu içinde bulunan Türkmen bölüklerinden birine mensup olma ihtimali yüksektir. Tarihi kayıtlarda Osman Gazi’nin yakın arkadaşları Konuralp Akça Koca ve Köse Mihal ile birlikte hareket ettiği yazılıdır. Bilinen ilk seferi Orhan Gazi’nin yanında Karaçepiş üzerinedir. Hem buranın hem de Apsu’nun alınmasında önemli rol oynamışsa da bunun ardından durumunun ne olduğu kayıtlı değildir. Büyük ihtimalle daha çok Konuralp ile birlikte kalmış, akınlarını ona bağlı olarak sürdürmüştür. Konuralp’ın Akyazı, Bolu, Mudurnu taraflarındaki akınlarında onun yanında yer almış olmalıdır. Uç bölgesi olan Karaçepiş ve Apsu’ya dönen Konuralp bu kısmın beyliğini ona bırakarak yeni fethettiği kesime dönmüştür. Gazi Abdurrahman bu uç bölgesinde muhtemelen İzmit cihetine doğru faaliyetlerini sürdürdü. İstanbul yolu üzerinde önemli faaliyetlerde bulundu, oradan gönderilen birliklere baskınlar yaparak bozdu. Ayrıca Akça Koca ve Konuralp ile birlikte İstanbul İzmit arasındaki kalelere yöneldi. Samandıra kalesinin alınmasında yardımcı oldu. Hemen ardından Aydos kalesinin fethini sağladı. Osmanlı kaynaklarındaki rivayetler bunu bir aşk hikâyesine bağlarlar. Buna göre Aydos kalesi kumandanının kızı rüyasında kendisini kurtaran bir yiğit görmüş uyandığında da gece gündüz onu düşünür olmuştur. Kale kuşatıldığında savunmaya yardım etmek için surlara çıktığında aşağıda askerlerinin başında çarpışan Abdurrahman Gazi’yi görür. Ona içinde kaleyle ilgili bilgi olan bir mektup yazıp taşa bağlayarak bulunduğu yere doğru atar. Bu mektubu alıp Akça Koca’ya getiren Abdurrahman Gazi mektupta tarif edildiği üzere kaleye geceleyin girmeye talip olur. Akça Koca ise hileye başvurup bulunduğu Samandıra hisarını ateşe vermiş gibi yapıp geri çekilir. Kaledekiler sevinerek eğlenirken Abdurrahman Gazi, kızın sarkıttığı iple gizlice kaleye girer. Onunla birlikte hisarın kapısına gidip açar ve kendisiyle birlikte gizlenmiş olan askerlerini içeri sokar. Hemen kale kumandanının sarayına gidip onu yakalar. Sabah olduğunda da Akça Koca yetişir ve böylece hisar zapt edilir. Esir edilen kumandan ile kızı ve elde edilen malları Orhan Gazi’ye iletilmek üzere Abdurrahman Gazi’ye teslim edilir. O sırada Orhan Gazi Yenişehir’dedir. Abdurrahman Gazi onları getirdiğinde Orhan Gazi, kızı ona verir. Böylece Gazi Rahman ailesi teşekkül eder, onun neslinden gelen Karaca Rahman da İstanbul’da nam yapmış olup herkesi korkutan bir gazidir. Ağlayan çocuklar bile onun adıyla korkutulur. Bu hikâyenin doğruluğu hayli şüpheli de olsa Abdurrahman Gazi’nin Aydos kalesinin fethinde bulunduğu ve büyük yararlılıklar gösterdiği ileri sürülebilir. Büyük ihtimalle burayı bir ileri karakol ve uç merkezi yaparak bir taraftan İzmit diğer taraftan İstanbul yönlerine akınlar düzenlemiştir. Ayrıca onun İzmit’in 1337’de Orhan Bey tarafından fethi sırasında şehrin nasıl alınacağı konusunda tavsiyelerde bulunduğu, ona yol gösterdiği bilgisi mevcuttur. Eğer öyleyse Abdurrahman Gazi’nin o tarihe kadar Orhan Gazi’nin bütün seferlerine katıldığı hatta belki Pelekanon savaşında (1329) da bulunduğu, gelen Bizans ordusunun hareketini Orhan Bey’e bildirerek Gebze dolayında önlem almasını sağlamış olduğu düşünülebilir. Hakkında bunların dışında bilgi bulunmaz, ne zaman vefat ettiği de bilinmemektedir. 1330’dan itibaren abluka altında olduğu anlaşılan İzmit’in fethine şahit olduysa 1337’den hemen sonra vefat etmiş olma ihtimali yüksektir.
KAYNAKÇA
Âşıkpaşazade Tarihi, haz. N. Öztürk, İstanbul 2013, s. 38, 41, 45, 47- 49, 53; Neşri, Cihannüma, haz. N. Öztürk, İstanbul 2013, s. 54, 56, 60-62, 65; İbn Kemal, Tevarih-i Âl-i Osman, haz. Ş. Turan, Ankara 1983, II, 6, 18-20, 22, 23; Gazi Akçakoca: Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyum Bildirileri, Kocaeli 2015, I, 147-151.
Feridun EMECEN